Benimki ise Vauxhall Corsa gibi küçük bir arabaya anca sığar. | Open Subtitles | .. معي نستطيع أن نكون في سيارة صغيرة مثل فوكسهال كورسا |
Şunu biliyoruzki bir kökucu bu özelliği gösteren sadece birkaç yüz hücreye sahip fakat ayrıca biz çavdar gibi küçük bir bitkinin ne kadar çok kökucu olduğunuda biliyoruz. | TED | الان نحن نعرف ان قمة الجذر تملك بعض مئات من الخلايا والتي تقوم بهذه العملية ولكن نحن نعلم كم هو كبير عدد الجذور لنبتة صغيرة .. مثل نبات الجادور |
Sizinki gibi küçük bir kasaba gazetesinde iş bulmak ve iki elle sarılabileceğim haber servislerinin daha fazlası için bağıracağı önemli bir olayın çıkması için bekleyip dua etmek. | Open Subtitles | وهي الحصول علي وظيفة فى جريدة بلدة صغيرة مثل جريدتك والانتظار والصلاة على أمل حدوث أحداث هامة شيئاً ما أستطيع أن أخترقه |
Bu kadar küçük bir yerde cep telefonu kullananlar hakkında birçok şikayet aldık. | Open Subtitles | الكثير من الزوار اِشْتَكًو من الهاتف النقال في مساحة صغيرة مثل هذه. |
Bu kalem kadar küçük bir cihaz onun için mucizevi birşeydi. | Open Subtitles | أداة صغيرة مثل هذا القلم كانت شىء عجيب و غريب بالنسبة لها . |
Her gün tekrar eden böyle küçük davranış ve durumlar sizi yıpratır. | TED | ترهقكم سلوكيات وأنماط صغيرة مثل هذه كل يوم مرارًا وتكرارًا. |
Bak, böyle küçük bir kasabada kimseye görünmeden bir şey yapamazsın. | Open Subtitles | انظر , كل ما اقوله هو ان بلدة صغيرة مثل هذه يمكنك ان تهرب من اي شيء |
Lakin Joan mücadeleciydi ve aday olmamak gibi küçük bir detayın onu spot ışıklarından etmesine izin vermeyecekti. | Open Subtitles | لكن جون لكونها مقاتلة لم تكن ستدع تفصيلة صغيرة مثل عدم ترشيحها، أن يدفع بها خارج الأضواء |
- Nasıl? - Hayır, yani ben bir oğlanım elbette. Yani sen de diğer küçük kızlar gibi küçük bir kız mıydın? | Open Subtitles | لا,اه انا اقصد,انا صبي طبعا ولكن هل كنت فتاة صغيرة مثل بقية الفتيات الصغار في حيي؟ |
Bunun gibi küçük bir kirpi balığı, 30 tane insanı öldürmeye yetecek kadar toksine sahiptir. | Open Subtitles | سمكة بخاخة صغيرة مثل هذه تمتلك السم الكافي لقتل 30 شخصا |
Bunun gibi küçük bir kasabada doğdum. | Open Subtitles | أنا ولدت في بلدة صغيرة مثل هذا |
Ooty gibi küçük bir şehirdenim. | Open Subtitles | أنا آتي من مدينة صغيرة مثل أوتي. |
Lincoln gibi küçük bir kasaba avukatı olan Nixon 33 defa vekil ... ve 35 defa senatör olmuştur. | Open Subtitles | محامٍ من بلدة صغيرة مثل (لنكولن)، أصبح (نكسون) عضو كونغرس في عمر الـ33 وسناتور في عمر الـ35 |
Ama bu kadar küçük bir uçakla yanlış irtifada onlardan birine rastlarsak toza döneriz. | Open Subtitles | لكن طائرة صغيرة مثل هذه إن ظربتها واحدة من تلك ...على إرتفاع خاطئ ستتدمر |
Marnie! Bu kadar küçük bir kıza karşı kıskançlık duymamalısın! | Open Subtitles | ْ(مارني)، لا تتركي نفسك تتصرف بغيرة من طفلة صغيرة مثل تلك |
böyle küçük bir kasabada insanların senin hakkında ne düşündüğü önemlidir. | Open Subtitles | في مدينة صغيرة مثل هذه، فما يعتقده الناس بشأنك هو أمر مهم. أعلم. |
Önceki kuşaklar böyle küçük patlamalara tanık olmuş olabilir. | Open Subtitles | شهدت الأجيال السابقة ثورات صغيرة مثل هذه |
Ben küçükken yazın böyle küçük kulübelerde kalırdık.. | Open Subtitles | أعتدنا أن نقيم في أكواخ صغيرة مثل هذا عندما كنت طفل |