"صلاحيتها" - Traduction Arabe en Turc

• tarihi
• süresi
• Süresinin
• Son kullanma

Ama beş yaşımdayken, tarihi geçmiş bir ananas konservesi yediğimde sesimi kaybettim.
ولكن في سن الخامسة اكلت علبة اناناس منتهية صلاحيتها وتوقفت عن الكلام

Dondurucunun arka tarafında bir kaç pizza buldum. Son kullanma tarihi dünmüş. Uygun mu?
لقد وجدت لدينا لفائف البيتزا لكن صلاحيتها تنتهي بيوم الامس,اتوافقون على اكلها؟

Tanrım! Son kullanma tarihi 2010'da doluyor. Yani istersen bir kaç tane kullanabilirsin.
هذه لن تنتهي صلاحيتها حتى عام 2010 لذا يمكنك إستخدام إحداهن

Şimdi, Seks Vize'si için başvurabilirsin, ama vizenin süresi sadece 12 saat olur.
الآن تستطعين التقدم لتأشيرة الجنس ولكن صلاحيتها 12 ساعة فقط

Gerçi sana yasal olarak söylemek zorundayım lisansımın süresi sona erdi.
ولكنّني مجبر قانونيّاً على أن أخبركِ أنَّ رخصة عملي قد انتهت مدة صلاحيتها.

- Süresinin geçtiğini bilmiyordum.
لم اكن اعلم ان صلاحيتها انتهت لم استخدمها مطلقا

Turşu ve güvecin son tüketim tarihi beş yıl önce geçmiş.
برطبان مخللات و مارميتي التي انتهت صلاحيتها قبل خمس سنوات

Tek bilmen gerekense buzdolabına baktım ve sütün tarihi geçmiş.
هو أنني راجعت ثلاجتك والكريما انتهت صلاحيتها

tarihi geçmiş olan.
الأصلية, المنتهي تاريخ صلاحيتها.

Meksika Gıda Konseyine göre 2 yıl önce Son kullanma tarihi geçmiş.
...وفقًا لمجلس الغذاء المكسيكي فقد انتهت صلاحيتها منذ سنتين

Dolapta biraz kıtır ekmek buldum. Umarım tarihi geçmemiştir.
"وجدت بعض الخبز المحمص في الدولاب آمل أنه صلاحيتها لم تنته"

Attım onu. tarihi geçmişti.
لقد رميتها، الأدوية انتهت صلاحيتها

Tüm konservelerimizin tarihi geçti.
جميع أطعمتنا المعلبة انتهت صلاحيتها

Yakında süresi dolacak. Bunu unutma. Tamamdır.
سوف تنتهي صلاحيتها قريباً قم بتجديدها، حسنٌ، دعه يمرّ

Bunun geçen yıl süresi dolmuş.
هذه انتهت صلاحيتها العام الماضي

Bizim her ürünün süresi 3 ay içinde sona eriyor.
كل منتجاتنا تنتهي صلاحيتها بعد 3 أشهر

Altı ay içinde süresi bitiyor, aynı zamanda uzatma opsiyonu var.
تنتهي صلاحيتها في 6 أشهر مع خيار تمديد

Bu ehliyetin süresi geçmiş.
رخصية القيادة منتهية صلاحيتها.

Ruhsatım vardı. Süresinin dolduğunu fark etmedim.
كنت أحمل رخصة، لم أدرك انتهاء صلاحيتها فحسب