Onu çarmıha gerdiler, seni de öldürecekler. | Open Subtitles | لم يتمكن من مساعدة ابنه صلبوه وسوف يقتلونك ايضا |
Amacı nefret uyandırmaktı, ama onu çarmıha gerenlerde değil onu sevip de o anda onun yanında olmadıkları için onu sadece bir insan olarak sevdikleri için. | Open Subtitles | كان صلبه وموته ان توقظ الكره ليس في هؤلاء الذين صلبوه ولكن فيمن أحبوه أحبوه كإنسان |
Onu ve rahibi tanrının görüntüsünü çaldıkları için çarmıha gereceğim. | Open Subtitles | صلبوه , و القساوسة المنيوكين سرقوا صورته |
Kutsal gün arifesinde çarmıha gerildi ve ölmeden hemen önce gün batımında indirdiler. | Open Subtitles | لقد صلبوه ليلة السبت و أنزلوه عند الغروب قبل أن يموت |
Kutsal gün arifesinde çarmıha gerildi ve ölmeden hemen önce gün batımında indirdiler. | Open Subtitles | لقد صلبوه ليلة السبت و أنزلوه عند الغروب قبل أن يموت |
Onu iki çam ağacının arasında çarmıha gerdiler. | Open Subtitles | صلبوه يا سيدى بين شجرتى صنوبر |
Ben, Romalılar tarafından çarmıha gerildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أن الرومان صلبوه |