Doğrultmak istiyorsan, göğsüme doğrult. | Open Subtitles | إذا تريد إشهاره عليّ صوبه نحو صدري، أليس كذلك؟ |
Yüzüne doğrult, üzerindeki düğmeye bas. | Open Subtitles | صوبه بعيداً عن وجهك ثم اضغط الزر الذي في القمة، |
Aşağı inerken bana doğrult! | Open Subtitles | صوبه إلى بينما أدخل |
4 kapılı siyah bir araçtaki maskeli bir şüpheli, ona doğru sürmüş. O anda ölmüş. | Open Subtitles | مُجرم مُقنع، بسيّارة سوداء ذات أربعة أبواب، قاد صوبه مُباشرة وقتله على الفور. |
- ona doğru dön. - Evet, onu sıkıştır... Onun için kaç atış? | Open Subtitles | و تتجه صوبه أنتَ، فكمّ من طلقة له؟ |
Bunca yıl Mitchell beni destekledikten sonra tüm gözlerin ona çevrilmiş olduğunu gördüğüme çok sevinmiştim. | Open Subtitles | و بعد كل شئ , كل هذه السنين من مساندة (ميتشل) لي كنتُ سعيداً جداً لأرى كل العيون متجهة صوبه |
Bunca yıl Mitchell beni destekledikten sonra tüm gözlerin ona çevrilmiş olduğunu gördüğüme çok sevinmiştim. | Open Subtitles | و بعد كل شئ , كل هذه السنين من مساندة (ميتشل) لي كنتُ سعيداً جداً لأرى كل العيون متجهة صوبه |
Al dostum. Bana doğrult. | Open Subtitles | هاكَ يا رجل ، صوبه نحوي |
Onu komutana doğrult. | Open Subtitles | صوبه نحو الآمر |
doğrult. doğrult. | Open Subtitles | صوبه |
Ulu tanrım, ona doğru gidiyoruz! Ellen kendine gel! | Open Subtitles | إلهى نحن نتجه صوبه مباشرة |
Ve ona doğru yürüdüm. | Open Subtitles | ولقد مشيتُ صوبه. |