Tek bir fotoğraf, belge, ses kaydı, hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ولا صورة واحدة أو رسمة أو تسجيل صوتى؟ لا شئ؟ |
Bu havadan çekilmiş bir fotoğraf, Gombe'nin ormanlık yükseltilerini gösteriyor. | TED | هذه مجرد صورة واحدة من الجو، وتظهر لكم مرتفعات غابات غومبي. |
Büyük reisten son bir fotoğraf Daha çekileceğim Seninle resim çekilmek bir onurdur | Open Subtitles | سأَنَالُ صورة واحدة أخري مع الريس الكبير |
Ama dağılımın bu tarafında, dünyanın Psycho Milts gibi sadece bir tane fotoğraf gönderen insanları sözkonusuysa, bu da kurumun engel olma özelliğini ortaya çıkarır. | TED | لكن عندما تكون هنا حيث كل بسايكو ميلت وأقرانه في العالم يضيفون صورة واحدة كل مرة، تصبح المؤسسة عائقاً. |
- Bir tek resim çekmek istiyorum. - Pardon. Müsaade eder misiniz? | Open Subtitles | ـ أريد صورة واحدة ـ آسف، هل لك أن تعذرنا |
Ama o zamana kadar, yanımdan hiç ayırmadığım bir fotoğrafı var. | Open Subtitles | و لكن حتى هذا الحين هناك صورة واحدة تظل معى طوال الوقت |
bir fotoğraf için onu çalmalıyım. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة لسرقتها من أجل صورة واحدة. |
Ve yalvarıyorum -- bir hafta sonu, bir fotoğraf çekilecek, kavga etmek yok. | Open Subtitles | و أتوسل إليك عطلة أسبوع واحدة صورة واحدة بدون جدال |
Bir varis olmasını bekliyordu fakat evde küçük Archie'ye ait bir fotoğraf bile yok. | Open Subtitles | لقد كان يأمل بوريث، مع ذلك لا تُوجد صورة واحدة للابن في المنزل. |
Haber ajansları fotoğraf için deliriyor. bir fotoğraf çeksek yeter. Lütfen! | Open Subtitles | الصحافة بأكملها تتقاتل على صورة واحدة إنتمكنامن أخذصورةواحدةفقطيا سيدي.. |
Tek bir fotoğraf kadar küçük bir şeyle Sevilenler ayrıldıklarınıza benzer somut nesneler oluşturabilir defin veya yakın için bir kayıp figürü sizin ve ailenizin sonunda... | Open Subtitles | مع على الأقل صورة واحدة الأحباء يمكنهم إنشاء مظهر ملموس لماضيهم وشخصية الحرمان, للدفن أو الحرق |
Saçma teşebbüslerle senaryo üretmek isteyenler sayesinde bugünlerde tek bir fotoğraf bile büyük zararlara yol açabiliyor. | Open Subtitles | في هذه الأيام، صورة واحدة يمكن أن تسبب ضرراً بالغاً إن اقترب بعض الأغبياء، محاولاً إثارة ضجة |
bir fotoğraf ve şeyiniz kalkarsa meraklanmayın | Open Subtitles | صورة واحدة و لا تقلقوا إن حصلتم على إنتصاب |
Bence onlara bir fotoğraf verebiliriz, öyle değil mi Bill? | Open Subtitles | أعتقد يُمكننا أنْ نسمح لهم بالتقاط صورة واحدة فقط. ألا تعتقد ذلك يا بيل؟ |
bir tane var, o da yüz bakımı yaptırmadan önce. | Open Subtitles | هناك صورة واحدة متبقية ولكنها لا تشبهني كثيراً |
Yoksa bir tane bile aile fotoğrafın olmaması mı? | Open Subtitles | أو لا يوجد هنا صورة واحدة لعائلتك أنا أسرح بسهولة |
İnternetin bu bölümünde tek bir altı komik yazılı kedi resmi, tek bir açılır pencere reklamı bulamazsınız. | TED | في هذا الجانب من الإنترنت، لن تجد صورة واحدة من صور القطط المضحكة، ولن تجد أي إعلانٍ منبثق في أي مكان. |
Yok, yok. Artık yanımda tek resim bile taşımıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنني أحمل صورة واحدة بعد الآن |
-Babasının tek bir fotoğrafı bile yoktu. | Open Subtitles | لا توجد صورة واحدة لوالدها في غرفتها إن كان ذلك قصدك |
Takımı ve birkaç ortağı Andrea ve Phil ile bir süre veriyi analiz ettikten sonra Cheryl bana tek bir görüntü gönderdi. | TED | وبعدما حظيت بوقت كاف كي تحلل البيانات مع فريقها وشريكيها، آندريا وفيل، أرسلت تشرل لي صورة واحدة. |
onun aklında Sadece bir resim var. o da senin. | Open Subtitles | عنده فقط صورة واحدة أمام عينيه , صورتك |