| fotoğraflarını sevdim; ama başkaları bakarken onları kaldır. | Open Subtitles | حسنآ,أحب صوركِ ولكن من أجل العرض يجب وضعها بعيدآ |
| Ama hâlâ neden senin fotoğraflarını çekmiyorum anlamıyorum. | Open Subtitles | مازلتُ لا أفهم لماذا لستُ أنا من يلتقط صوركِ |
| Eee, Fotoğrafların biraz bulanık. Öncü diyebiliriz. | Open Subtitles | إذن لتظهر صوركِ غير واضحة، و أطلقي عليها "الإبداع الجديد" |
| Fotoğrafların inanılmaz. | Open Subtitles | بالحقيقة صوركِ لا تصدق. |
| Resimlerin,Rockland Üniversitesindeki bir Profesör'ün resmilerinde de beliriyor. | Open Subtitles | صوركِ كانت تظهر لدى بروفيسورة في جامعة روكلاند |
| Ama resimlerinizi dosyada tutacağım. | Open Subtitles | لكنيّ سأبقي صوركِ بالملف حسناً؟ |
| Facebook'taki fotoğraflarından daha tatlı görünüyorsun. Tabii ki, stalklamadım. | Open Subtitles | عجباً، إنكِ أكثر جمالاً من صوركِ على "فيس بوك" التي بالتأكيد لم أكن أتفقدها |
| fotoğraflarınızın yanlış tarafını buldum Bayan Halliwell. | Open Subtitles | لقد اكتشفت ماهي مشكلة صوركِ" سيدة. هاليويل" |
| Betsy, Henry'nin kaldığı otelin müdürüne senin fotoğrafını gösterdik. | Open Subtitles | بيتسي) ، لقد أرينا صوركِ إلى مدير) منزل "هالفواي" الذي كان يعيش فيه هنري |
| Bunu departmandaki iş arkadaşlarına fotoğraflarını göndermeden önce düşünecektin. | Open Subtitles | كان يجب أن تفكري في ذلك قبل أن تُرسلي صوركِ لزملائكِ في القسم على البريد الالكتروني |
| Araya adam sokmak zorunda kaldım ama fotoğraflarını ona gönderdim o da seninle test çekimi yapmayı kabul etti. | Open Subtitles | يجب أن أجذب بعض السلاسل ولكنني أرسلت له, صوركِ. وقد وافق على أن يفعل تجربةً معك. |
| Ayrıca fotoğraflarını polise ilettim. | Open Subtitles | -أيضاً قمت بإرسال صوركِ للشرطة |
| Seni izliyorlar, fotoğraflarını çekiyorlar... | Open Subtitles | إنهم يطاردونكِ، يأخذون صوركِ |
| Son sınıf fotoğraflarını koyman için. | Open Subtitles | إنه لوضع صوركِ بها |
| Her yerde senin Fotoğrafların vardı. | Open Subtitles | لديها صوركِ في كل مكان |
| Fotoğrafların çok güzeldi gerçekten. | Open Subtitles | صوركِ كانت في غاية الروعة |
| Fotoğrafların neye benziyor? | Open Subtitles | كيف تبدو صوركِ ؟ |
| Neden şehir kayıtlarının içinde senin Resimlerin de var. | Open Subtitles | لماذا توجد صوركِ مع سجلّات المدينة؟ |
| Resimlerin inanılmaz güzeldi. | Open Subtitles | صوركِ كانت فظيعة |
| Size söylemek isteğim şuydu, Walt'un bilgisayarındaki tüm kişisel resimlerinizi toparladım. | Open Subtitles | أردت إخباركِ، بأنني... بأنني تقريبـاً... قمت بتحميل جميع صوركِ الشخصية من كمبيوتر (والـت) |
| Olay yerinde fotoğraflarınızın ne aradığına. | Open Subtitles | ماذا تفعل صوركِ في مسرح الجريمة؟ |
| Betsy, Henry'nin kaldığı otelin müdürüne senin fotoğrafını gösterdik. | Open Subtitles | بيتسي) ، لقد أرينا صوركِ إلى مدير) منزل "هالفواي" الذي كان يعيش فيه هنري |
| Resimlerine bakmak için sürekli telefonumu istedi. | Open Subtitles | يستمر بطلب هاتفي حتى يتمكن من النظر إلى صوركِ |