| zayıf noktalarını bulup kafana atlayacağı zaman aklında tutmak için. | Open Subtitles | يدرس نقاط ضعفك ليتذكرها عندما تسنح له فرصة للوصول إليك |
| Önce zırhlı araçta, sonra tiyatroda senin zayıf noktanı gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت نقطة ضعفك عند السيارة المدرعة ثم في المسرح. |
| Senin zayıf tarafın ne dostum? | Open Subtitles | اوو ، لن تفعل حسنا ، ما هى نقطة ضعفك يا أخى ؟ |
| Fiziksel olarak sana denk bir savaşçı yok. Ama işte zayıflığın da bu. Şüpheler. | Open Subtitles | جسديا لا يوجد مقاتل بمستواك لكن هنا تكمن نقطه ضعفك |
| Kendi zayıflığını tasvir etmeden bir tuzak hazırlamak mümkün değildir. | Open Subtitles | يستحيل أن تصمم فخاً دون أن تعكس شيئاً من ضعفك |
| Senin en iyi niteliklerinden birisi zayıf yönlerinin farkına varmandı. | Open Subtitles | أحد أجمل الصفات التي بك أنك تدرك دائماً ضعفك |
| Senin en iyi niteliklerinden birisi zayıf yönlerinin farkına varmandı. | Open Subtitles | أحد أجمل الصفات التي بك أنك تدرك دائماً ضعفك |
| Başka şansım yoktu. Senin en zayıf noktana girmesine izin veriyordun. | Open Subtitles | لم تدع لي أي خيار آخر، لقد سمحت لها بالدخول إلى أعماق نقاط ضعفك |
| Benim ülkemdeyse, Çeçenistan'daki savaşınızın... sizin tek zayıf noktanız olduğunu düşünen insanlar var. | Open Subtitles | وهناك في بلادي من يقول أن حربك في الشّيشان هى بالضبط ضعفك |
| Eğer yanılmıyorsam, senin zayıf noktanı buldum. | Open Subtitles | لو أني لا أعرفك جيداً لقلت إني وجدت نقطة ضعفك |
| Lanet kendini göstermeye başlayınca dikkat et, seni en zayıf yerinden vuracaktır. | Open Subtitles | عندما تبدأ اللعنة تحلبك،احذر... لأنها ستجد نقطة ضعفك ... وتدمرك من خلالها |
| Bu adam senin güçlerini bilmeyebilir ama senin zayıf tarafını biliyor olabilir. | Open Subtitles | ليس فقط يعرف قوتك، يمكن أنه يعرف نقطة ضعفك |
| zayıf yönlerinizin halk tarafından bilinmesini istemiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لا تريد ان يكون ضعفك معروف لدى العامه |
| zayıflığın ve basitliğin dolayısıyla bugün maalesef beni üzdün. | Open Subtitles | لسوء الحظ خيبتِ أملي اليوم بسبب ضعفك و قدرتك الضئيله. |
| zayıflığın bu ruhların yargılanmasına ön ayak oldu. | Open Subtitles | دعييها تحيى ضعفك هو من قاد الأرواح للحكم وستشهدينه |
| Bu senin zayıflığın evlat. Beni öldürecek cesaretin yok. | Open Subtitles | تلك نقطة ضعفك يا غلام، إنّك لا تملك الجرأة لقتلي. |
| - Düşünüyorum... zayıflığını ortaya çıkaracak yeni bir yol düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا افكر بطريقه جديده ومُبتكره لكشف نقاط ضعفك. |
| Irksal mevzularda ne kadar hassas olduğunu görmek istediler. | Open Subtitles | يحاولون رؤية مدى ضعفك أمام المسائل العنصريّة |
| Saygısızlık etmek istemedim. Yeteneğin var, ama o kollar senin güçlü veya güçsüz olduğunu göstermez. | Open Subtitles | لا أقصد الاستهزاء، قدراتك حقيقية ولكن ذراعيك ليسا مصدر قوتك بل ضعفك |
| Zayıflığının tehdit oluşturduğundan emin olduğum kadar, onların da Salem'a tehdit oluşturduğuna eminim. | Open Subtitles | ومتأكد من أن ضعفك يشكل خطراً كذلك |
| Ama beni yenmeye çalışma, çünkü ben seni test ettim ve zayıflıklarını biliyorum. | Open Subtitles | ولكن لا تحاولي أن تهزميني ,لقد كنت أختبرك وأنا أعرف كل نقاط ضعفك |
| Bu haftanın konusu olan zayıflıklarınızı ...başkalarıyla paylaşmanın önemini tartışıyorduk. | Open Subtitles | إننا نتناقش حول موضوع هذا الأسبوع أهمية مشاركة ضعفك مع الآخرين |
| Çünkü senin zaafın onun güçlü yanı onun zaafı da senin güçlü yanın. | Open Subtitles | حسناً، لأن نقاط ضعفك هي نقاط قوته لكن نقاط ضعفه هي نقاط قوتك |
| Senin zayıflıkların yüzünden gemiyi riske atmaya değil. | Open Subtitles | أنا أعرض هذه المركبة للخطر .. بسبب ضعفك |
| Belki de senden ve zayıflıklarından o kadar çok utanıyorum ki seni her zaman kız olarak düşünüyorum. | Open Subtitles | حينذاك لن يكون عليّ الخجل من ضعفك ...يمكنني أن أفكر بك كفتاة دوماً |