- O bendim - zayıf olan bendim,yalnızlığa daha fazla katlanamadım | Open Subtitles | انه انا , لقد كنت ضعيفه لم استطيع تحمل الوحده طويلا |
Organizmayı öldürecek kadar güçlü, etkilenmiş vücudu öldürmeyecek kadar zayıf. | Open Subtitles | قويه بما يكفى لتقتل هذه الخلايا لكن ضعيفه بالنسبه للمضيف |
Bünyesi zayıf görünüyor ve konuşmuyor sanki kötü rüyalar görüyor gibi. | Open Subtitles | انها ضعيفه وغير قادره علي الكلام ودائما هي في حلم سيئ |
Şimdi Chloe'nin hislerini benimkilerin önüne koyuyorsun, çünkü kendisini savunmasız hissediyor, değil mi? | Open Subtitles | الان تضع مشاعر كلوي قبل مشاعري لانها ضعيفه الان, لكن اتعرف ماذا؟ |
Kızların güçsüz olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعت أن ركلات البنات ضعيفه للغايه هل سمعت بهذا بيلي ؟ |
Genellikle, uzun bir ilişkiyi bitirdiğimde biraz kırılgan olurum. | Open Subtitles | تقليديا .. عندما انهي علاقه طويله اكون ضعيفه .. |
Dr. Bauer'i tek bir şey yapması için seçtim ama beceremedi; çünkü zayıf. | Open Subtitles | احتجت من الطبيبه بارو ان تفعل شيء واحد وقد خيبت ضني لانها ضعيفه |
Roma İmparatorluğu daha önce hiç bu kadar zayıf olmamıştı. | Open Subtitles | الإمبراطورية الرومانية لم تكن ضعيفه جدا من قبل. |
Rejim yüzünden zayıf düşmüştü. | Open Subtitles | بالرغم من انها كانت ضعيفه بسبب الدايت .. |
Leonesse yalnız ayakta kalamayacak kadar zayıf. | Open Subtitles | ليونيس ضعيفه جدا لتقف وحدها لنتقاسمها كلانا |
1936'da gelişmiş Alman teknolojisinin bir gösterisi olarak çok zayıf bir TV sinyali Olimpiyat Oyunları'nın açılış törenlerini aktardı. | Open Subtitles | فى عام 1936 إشارة تليفزيونية ضعيفه بثت إفتتاح دورة الالعاب الاولمبية من خلال التليفزيون الالمانى |
Bu seviyede çok zayıf bir okuma, gezegenin yarısını götürmek zorunda kalırdık. | Open Subtitles | إنها قراءه ضعيفه فى هذه المرحله يجب ان نأخذ نصف الكوكب |
Savaş, güçlüyü zayıf kılarak değil, güçlü yahut zayıf her ulusu kendini savunabilecek düzeye getirerek sona erdirilebilir. | Open Subtitles | لكن الحرب يمكن ان يتم ايقافها ليس من خلال اضعاف القوي لكن من خلال جعل كل امه سواء قويه او ضعيفه قادره علي حمايه نفسها |
Burada daha güçlü,. burada daha zayıf, ve tekrar artıyor. | Open Subtitles | قويه هنا , ضعيفه هنا قويه هنا , ضعيفه هنا و بعد ذلك ترتفع ثانيهً |
Espri anlayışın zayıf, çocukça ve bağnazca. | Open Subtitles | محاولاتك في المرح ضعيفه ، الاحداث ، ومتعصب |
Kemo terapi artık onu zayıf düşürmediği için gerçekten kıçımı tekmeleyebilir. | Open Subtitles | نعم ,وبدون العلاج الكيميائي اللذي يجعلها ضعيفه فهي قادره بالفعل على إبراحي ضربا |
Sonra Cyrus ile tanıştım ve daha güçlü olabilmek için bana bazen kendinin zayıf olmasına izin vermenin gerektiğini öğretti. | Open Subtitles | ثم التقيت سايروس, وعلمني أن أحيانا يجب عليك ان تسمحي لنفسك ان تكوني ضعيفه |
Küçük bir zayıf nokta tüm gemiyi parçalayabilir. | Open Subtitles | منطقه ضعيفه واحده وكل السفينه ستتمزق لأشلاء |
En savunmasız anını bilmeliyiz. | Open Subtitles | نحتاج ان نعرف الوقت الذى تكونين فيه ضعيفه بشده |
Madem ki bu boy güçsüz, hakarete uğrasalar ne olur? | Open Subtitles | لو ان عشيرتهم ضعيفه فدعهم يهانوا |
O gerçekten kırılgan. Şimdiye kadar nasıl başardığını bilmiyorum. | Open Subtitles | إنها ضعيفه حقًا, لا أعلم كيف تحملت حتى الآن. |
Ben korkağın tekiyim, güçsüzüm. Elimden bir şey gelmiyor. | Open Subtitles | أنا جبانه و ضعيفه و لا حيلة لي في هذا |
Tarih bilgim biraz kıttır Cassius... ama Kartaca Savaşı'nı barbarlar kaybetmiyor muydu? | Open Subtitles | المعلومات التاريخيه عندي ضعيفه بعض الشئ يا (كاسيوس) ولكن ألا يجب أن يخسر البرابره معركة (قرطاجه)؟ |