Dr. Montgomery, tedavi ettiğiniz yumurtalık torsiyonlu kadının Tansiyonu 80'e 40 oldu. | Open Subtitles | دكتوره مونتغمري,المريضة ذو الالتواء المبيضي ضغطها نزل من 80 الى40 |
Hâlâ Tansiyonu çok yüksek. Galiba bu ameliyat onda daha büyük stres yarattı. | Open Subtitles | إن ضغطها مرتفع، وأظنُّ الجراحةَ تؤثر عليها أكثر مما تؤثر عليه |
Kan basıncı genel anestezi için çok düşük bunu kaldıramaz. | Open Subtitles | ضغطها منخفض جدا للتخدير العام لن تبقي علي قيد الحياه |
Kan basıncı o kadar düştü ki kanı organlarını besleyemedi. | Open Subtitles | انخفض ضغطها جداً دمها توقف عن التدفق إلى أعضائها |
- tansiyon yükseliyor. - Ne oldu? | Open Subtitles | بام ضغطها يرتفع |
Taşikardi, 140'ta, Sistolik 78'e düştü. | Open Subtitles | متسارع حوالي 140 ضغطها الانقباضي انخفض الى 78 |
- Kafa içi basıncında sorun var mıydı? | Open Subtitles | وهل من شوكاتٍ في ضغطها داخل القحف؟ |
Düne göre Tansiyonu biraz yüksek. | Open Subtitles | ضغطها أعلى قليلاً مما كان البارحة ليسَ بوسعنا الانتظار |
Tansiyonu düşük. Hava nakli için fazla zayıf. | Open Subtitles | لقد إنخفض ضغطها حالتها الحرجة لا تسمح لها بالنقل الجوى |
Tansiyonu düşük, ayrıca taşikardisi var. Yenidoğan ünitesine götürmemiz gerek. | Open Subtitles | ضغطها منخفض ولديها تسرع قلبي، علينا أخذها إلى غرفة العناية المشددة. |
Omuriliğine verdiğimiz ilaç Tansiyonu düşürmüş olmalı. - Şundan verelim-- | Open Subtitles | كمية السوائل التي تم دفعها في الظهر يجب ان تعمل على خفض ضغطها |
Olay yerinde Tansiyonu düşüktü. | Open Subtitles | ضغطها كان منخفضًا بالموقع، مع تكدم في البطن |
Ve daha büyük bir aptallık yapıp, kabin basıncı deniz seviyesinin 2.5 Km üstünde olan bir uçuşa bilet aldı. | Open Subtitles | و كأحمق أكبر ركب طائرة تعادل ضغطها إلي 8000 قدم فوق سطح البحر |
- İç kanama var. Kan basıncı çok düştü ve kalp atışı duyulmuyor. | Open Subtitles | لقد أصيبت بسطامٍ قلبي، انهار ضغطها الدموي، وأصواتُ القلب خافتة |
Ama kan basıncı 80'e düştü. Durmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لكنّ ضغطها ثمانون مع خفقان يجب أن نتوقّف |
Kabin basıncı çöktüğünde uzay boşluğuna çekilmiş olmalılar. | Open Subtitles | لابد انهم امتصوا الى الفضاء عندما فقدت الكابينة ضغطها |
tansiyon 100'e 70. | Open Subtitles | ضغطها 100/70, لديها كسر مفتوح في الساق، |
Umarım öyle olur çünkü Sistolik 68'e düştü. | Open Subtitles | حسنا, نعم, أتمنى ذلك لأن ضغطها الإنقباضي نزل إلى 68. |
Kan basıncında anormallik var. | Open Subtitles | ضغطها ينخفض |
Fakat "buz" sadece bu Basınç altında oluşuyor. | Open Subtitles | في بنية شبيهة بالثلج ، ولكن ذلك فقط بسبب ضغطها المرتفع |
En üst düzey solunum cihazına bağlamışlar ama güçlükle basıncını sağlayabiliyormuş. | Open Subtitles | وضعوها بالعناية القصوى. لكنها تحافظ على ضغطها بصعوبة. |
Suyun kaynama sıcaklığına yakın sıcaklıklarda ve atmosfer basıncının yüz katı basınçta yaşıyorlar. | Open Subtitles | وتعيش في درجات حرارة تقترب من درجات حرارة غليان الماء. كما وتعيش أيضاً في بيئة ضغطها أكثر بمائة مرة من الضغط الجويّ. |