| VIP bölümü yok efendim. Bu bir özel uçak. | Open Subtitles | ليس هناك قسم خاص، سيدي انها طائرة خاصّة. |
| Ya araba yolculuğu yapıyorsun ya da özel uçak kullanıyorsun. | Open Subtitles | لذا إمّا أنّكِ قمتِ برحلة على الطريق أو أنّكِ ركبتِ طائرة خاصّة. |
| Belediye başkanlığı bana özel uçak erişimi veriyor. - Ben de geliyorum. | Open Subtitles | مجلس المدينة يتيح لي استخدام طائرة خاصّة. |
| Federal konusuyla ilgilenebilir misin? Özel jet araştırmalarını Avrupa'nın herhangi bir yerine gidenlere kadar genişletsinler. | Open Subtitles | هلا تحدّثت مع الفيدراليين، وجعلتهم يُوسعون البحث لأيّ طائرة خاصّة حلّقت لأيّ مكان في (أروربا). |
| Özel jet mi? | Open Subtitles | طائرة خاصّة ؟ |
| "Göz" sayesinde özel uçağınızla mı iş yapıyorsunuz? | Open Subtitles | تديرون أموركم على طائرة خاصّة بسبب "العين"؟ |
| özel jeti var. Bu kullandığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | إنه يمتلك طائرة خاصّة. |
| Deposu tam dolu bir uçağın kalkışa hazır beklediğinden emin ol. | Open Subtitles | تأكّد بأنّ يكون هناك طائرة خاصّة مزوّدة بالوقود جاهزة للإقلاع |
| özel uçak. | Open Subtitles | طائرة خاصّة. |
| Özel jet... | Open Subtitles | طائرة خاصّة... |
| "Göz" sayesinde özel uçağınızla mı iş yapıyorsunuz? | Open Subtitles | تديرون أموركم على طائرة خاصّة بسبب "العين"؟ |
| Sadece birkaç saat önce özel jeti ve sarayı olan bir prensesken şimdi otobüs aktarmalı yolculuk ve hava alanındaki otel odasında Dan Humphrey ile olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنه في غضون ساعاتٍ قليلة، تحوّلتُ من أميرة ذات طائرة خاصّة وقصر... إلى الطيران الرخيص والاختباء في غرفة فندق في المطار... |
| Dünya'da olup, özel bir uçağın içinde olmamız pahalı şampanya içmemiz ve senin çıktığın kız, süslü bir elbise giyiyor diye mi? | Open Subtitles | {\pos(192,195)}يجعلنا نَعُود إلى الأرضِ على متن طائرة خاصّة {\pos(192,200)}شرب الشمبانيا المكلفة وارتداء تاريخكَ زي تنكري |