"طائشة" - Traduction Arabe en Turc

• Serseri
• vahşi
• uçarı
• düşüncesiz
• çılgın
• yanlış
• aptalca
• kaza
• akılsız
• pervasız
• Kovboyluk

Serseri bir kurşuna kurban gitmek istemedim. Bu, senin için de geçerli.
لا أريد أن اقتل برصاصة طائشة من المفترض ان تقتلك

Bak, Jeanne, bu sıradan bir istiridye vahşi olağan üstü bir şekilde kuvvetli.
انظري, يا جان, إلى هذه الأسماك الصدفية العادية إنها بحرية طائشة بقوة استثنائية.

- Umarım uçarı bir kız değilsindir Lucy. - Adım Nancy efendim.
اتمنى الا تكونى فتاة طائشة يا لوسى اسمى نانسى يا سيدى

Evet, yolunu şaşıran bazı gri saçları kapatmak için yapılan düşüncesiz bir girişimdi.
كانت محـاولة طائشة لتغطية بـعض الشـيب لكن فشلت فشلاً ذريعًا

Sonuçları olmadan seksi ve çılgın olmak için mükemmel bir fırsat.
الفرصة المثالية أن تصبحي جنسية طائشة دون إنتظار للنتائج

yanlış bir karar vermeden önce başka bir çıkış yolu bulmam için bana bir şans ver.
فقط أعطينى فرصة لأجد مخرجاً من هنا قبل أن تتخذ أى قرارات طائشة

Ve ne zaman biraz mesafe kat etsek aptalca bir iş yaparak her şeyi mahvetmek zorundasın değil mi!
وفي كل مرة كنا نمضي قدماً كان عليك ان تمضي وتنسفها بمكيدة طائشة

Zavallı kadın doktoru... Serseri bir kurşunla öldü.
مع عصير الفراولة يالطبيب النساء المسكين قتل برصاصة طائشة

Keşke Serseri bir kurşun sonunu getirseydi.
رصاصة طائشة بامكانها ان تقضي عليك

If bir kabuk gövde veya bir Serseri kurşun var,
إذا كان هناك غلاف قذيفة أو رصاصة طائشة

Önce küçük bir kız gibi görünüyordun şimdiyse vahşi bir kadın gibi davranıyorsun.
من قبل كنت تبدين كفتاة صغيرة000 والآن أنت تتصرّفي مثل امرأة طائشة

Bu arada, bütün askerler beyinsiz, vahşi ölüm makineleri değildir.
بالمناسبة، ليسوا كل الجنود اجهزة قتل عنيفة و طائشة

Orada burada zaman öldürmeye bakan, uçarı bir ev hanımı olsam neyse.
وكأنني ربّة منزل طائشة تبحث عن طريقة لقتل الوقت فحسب.

Şey gibi... benden utanıyorsun, çünkü beni uçarı buluyorsun.
..مثل أنك محرج مني، لأنك تعتقد أنني طائشة

düşüncesiz değilim.
أنا لست طائشة , ولست محبّة للرسائل الجنسية

Sen düşüncesiz birisin. Basit birisin, kesinlikle sana güvenilmez.
إنّك طائشة وسطحيّة، ولا يُعتمد عليك كلّيًّا.

Hepimizin; bu hayatta çılgın ve pervasız şeyler yapmak için sebepleri var.
الكل لديه اسباب لفعل اشياء فظيعة واشياء طائشة في الحياة

Evet, tek bir yanlış atışla tüm sokağı havaya uçurur.
اجل,طلقة طائشة واحدة وسيفجر النطاقالمُحيطبالكامل..

- Kimse aptalca bir şey yapmasın. - Tanrı aşkına bizi öldürmeyin.
إياكم والقيام بحركةٍ طائشة أرجوك ، لا تقتلنا

kaza konusunda yanıltmak tehlikeli araç kullanmak, hırsızlık, saldırıdan ötürü tutuklayabiliriz.
قيادة طائشة ، سرقة ، على الأقل ثلاث قضايا إعتداء وضرب

akılsız bir tüketici değildi. çoğu sözde arkadaşlarım gibi.
لم أكن مُنفقة طائشة مثل من كُنت أدعوهم بأصدقائي.

Dahası bir felakete sebep olabilecek pervasız, tehlikeli partizan bir kavga başlayabilir.
لكن ثانياً، هذه هي طلقة البداية لحرب حزبية طائشة جدّاً وخطيرة جدّاً، قد تنتهي إلى كارثة

Kovboyluk yok, sadece prosedüre uy.
لا أعمال طائشة عليك الالتزام بالإجراءات المتبعة