"طاسة" - Traduction Arabe en Turc

• kase
• tabak
• kasesine
• kaseleri
• 'in Kasesi'ni

Haydi neşelenin biraz. Kim kocaman bir kase dolusu yağsız süt ister?
هيا أيها الكئيبون، من يريد طاسة كبيرة من الحليب المجمد منزوع الدسم؟

Dün açlıktan ölüyordum, bir kase çorba içtim.
كَانَ عِنْدي طاسة الشوربةِ هناك أمس ' كُنْتُ جائعَ، لكن،يا الله، كَانَت حامضَة.

Eh be Lavon, bugün Didi'yi yanardağ, bir kase yulafla ve Dash'in papağanının turşusu ile kıyaslamanı gördüm.
حسناً، لافون حتى الآن اليوم سمعتك تقارن ديدي إلى البركان طاسة الحصى، و مخللات الببغاءِ المحبوبةِ

Bir tabak bile bulamıyorlardı. Çok zordu.
لم نستطع الحصول على طاسة من أين مكان، كان أمراً سيئاً

Hayır, punç kasesine kolum takıldı.
لا، طاسة اللكمةَ لَها ذراعُي.

Bir büyük, bir orta boy, bir de minik kaseleri varmış.
كان عندهم طاسة كبيرة، وطاسة متوسطة وطاسة صغيرة

Bana Azir'in Kasesi'ni ver. Ben de sana Scully'i vereyim.
تعطيني طاسة لازاروس، وأنا سأعطيك سكولي.

Bize bir kase daha beleş turşu getirin.
اعطنا طاسة أخرى من المخللات المجانية.

Evde rafta bir kase duruyor Bakire Meryem, bir bardak şarap ve yanında da bir dolarla.
... لدي طاسة في الرف العلوي مع مريم العذراء وكأس نبيذ وبجانبه دولار

Böylece ailelerinin akşama yiyecek bir kase pilavları olacak!
لكي عائلتهم يُمكنُ أَنْ تَأخُذَ a طاسة الرزِّ للأَكْل اللّيلة!

Bir kase piriç lapası falan getirmemi istermisin?
يُمْكِنُ أَنْ أَجْلبَك a طاسة الرزِّ أَو الشيءِ؟

- Hayır bir kase mısır gevreğini paylaşamazsın.
لا يمكنك مشاركة طاسة من الحبوب لما لا؟

Ona çarptığımda bir kase mısır gevreği yiyordu ve bütün ön kısıma döküldü.
ما؟ هو كَانَ يَأْكلُ a طاسة الحبوب عندما ضَربتُه، وهو

Bir kase Kraft karamel parçası istiyorum.
أريد طاسة قطع كاراميل كرافت

Neden bana 300 dolarlık bir kase tahıl koymuyorsun?
الذي لا تَصْبُّني a 300$ طاسة الحبوبِ؟

Oh, kase gibi, kötü koku için bir kase.
أوه، هو مثل a طاسة a طاسة لنَتِنةِ.

kase başı fiyatı mı bu?
هل ذلك لكل طاسة ؟

Dennis bir kase mısır gevreği yiyordu. Ne?
دنيس كَانَ يَأْكلُ a طاسة الحبوبِ.

Bir tabak soslu makarnaya deliriyor.
تتخبّل على طاسة الفلفل الحار والسباغيتي

Bir vazo veya tabak kırılması gibi.
هو لَيسَ على خلاف مَكْسُورةِ a زهرية أَو a طاسة.

Eğer bana Scully'i verirsen bende Azir'in Kasesi'ni kırıp, parçalarını Güneş Tanrısı'nın girmediği yerlere gömmem.
تعطيني سكولي، أنا لا أحطّم طاسة لازاروس وتدفع القطع...