Bu, benim bu geminin bir mürettebatı olarak yaptığım son sefer. | Open Subtitles | هذه ستكون سَفْرتي النهائية على متن هذه المركبة الفضائية كعضو في طاقمها. |
Burada, Shackleton'un keşif ekibi gemilerini boşaltıyor, ki daha sonra geldiklerinde yıkılmış olacak ve ekibi orada zor durumda bırakacaktı. | Open Subtitles | هنا، حادت سفينة بعثة "شاكلتون"، والتي سقطة في وقت لاحق، و.ُترك طاقمها محصور هناك |
Gerekesiz yere bu denizaltıyı ve mürettebatını tehlikeye attın. | Open Subtitles | عرّضت هذه الغواصة و طاقمها للخطر بلا ضرورة |
Batması ve binlerce kişilik mürettebatının ölümü öyle açık bir savaş nedenidir ki yanıtsız kalması düşünülemez. | Open Subtitles | غرقها وموت الآلاف من طاقمها تصرف عدائي واضح ولا يمكن أن يمر دون ردّ. |
Haber ekibini, teröristlerle ve patlayıcılarla değiştirmesi çocuk oyuncağı mı olacak yani? | Open Subtitles | لأن ذلك ببساطة تبديل طاقمها الإخباري بإرهابيين وشن اعتداء شبيه لاعتداء (مومباي)؟ |
Şu an için tek yapabileceğim onu iki gün burada tutmak tabi avukatı onun yanında oturup bana gülerken ve ekibinin üyeleri ortadan kaybolurken. | Open Subtitles | جلّ ما بوسعي فعله الآن هُو حجزها ليومين بينما يجلس مُحاميها هُناك ويضحك عليّ وبينما يختفي بقيّة أفراد طاقمها. |
Çalışanları da telefonlarımı açmıyor. | Open Subtitles | طاقمها لا يرد على مكالماتي أيضاً. |
Elemanları mağaralarda oturmuş, haber yazıyorlardı. | Open Subtitles | طاقمها كان يكتب القصص من الكهوف. |
- Sorun Yüzbaşı Walden değil, efendim. Sorun, mürettebatından dinlediğim hikayelerdeki bazı ayrıntılar. | Open Subtitles | بعضا من تفاصيل القصة التي حصلت عليها من طاقمها لاأعرف كيف أنها ذات أهمية... |
mürettebatı kurtarmaya giden Sahil Güvenlik Birlikleri, gemide saklanmış 36 yasadışı mülteci buldu. | Open Subtitles | عندما ذهَبَ حرَس السواحِل الأمريكيين لإخلاء طاقمها اكتشفوا 36 مُهاجراً غير شرعي مستخفينَ على متنها. |
Onun için gemisi, mürettebatı ve görevinden daha önemli bir şey yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن يوجد شيء اكثر أهمية لها من سفينتها.. طاقمها ومهمتها |
Bütün mürettebatı Güney Çin Denizi açıklarında bir yerde Endonezyalı korsanlar esir aldı. | Open Subtitles | تمَّ اجتياح طاقمها من قِبل قراصنة إندوسيّين بمكان ما ببحر الصين الجنوبيّ. |
Tamam Magus'a. Belki yakında tüm ekibi ile yola çıkar. | Open Subtitles | نخب (ماجاس) وإبحارها قريباً مع طاقمها كاملاً. |
Kadının ekibi 3 kamyonetle ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. | Open Subtitles | طاقمها فار في ثلاث شاحنات |
Her hastanenin ana ekibi vardır. | Open Subtitles | كل مُستشفى لها طاقمها الأساسي |
geminin mürettebatını kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هي تحاول الإنقاذ زملاء أفراد طاقمها |
Endişelenmeyin, bu gemiyi ve mürettebatını geri verme konusunda oldukça istekliyim. | Open Subtitles | لا تقلق ، أنا على أتم استعداد لإعادة هذه السفينة و طاقمها لك - في مقابل ماذا؟ |
Gemimizin batması ve binlerce kişilik mürettebatının ölümü öyle açık bir savaş nedenidir ki yanıtsız kalması düşünülemez. | Open Subtitles | "غرق حاملة طائراتنا وموت الآلاف من طاقمها تصرف عدائي واضح ولا يمكن أن يمر دون ردّ." |
Tek başıma bile Fish'in ekibini kolayca mezara gömebilirim. | Open Subtitles | أنا لوحدي؟ يمكنني القضاء على (فيش) و طاقمها بسهولة. |
Şu an için tek yapabileceğim onu iki gün burada tutmak tabi avukatı onun yanında oturup bana gülerken ve ekibinin üyeleri ortadan kaybolurken. | Open Subtitles | جلّ ما بوسعي فعله الآن هُو حجزها ليومين بينما يجلس مُحاميها هُناك ويضحك عليّ وبينما يختفي بقيّة أفراد طاقمها. |
Çalışanları arasında bir keş bulunmasını istemedi. | Open Subtitles | لم تكن تريد مدمنا بين طاقمها. |
Ama Elemanları burada olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لكن طاقمها قال انها ليست هنا |
Sorun, mürettebatından dinlediğim hikayelerdeki bazı ayrıntılar. | Open Subtitles | بعضا من تفاصيل القصة التي حصلت عليها من طاقمها لاأعرف كيف أنها ذات أهمية... |
Sonra gemiyi sağ salim teslim alacağına herkesi kılıçtan geçirmiş. | Open Subtitles | وبعد ذلك، عوضاً عن إدارة استسلامها، قام بقتل جميع طاقمها. |