Bölgenin güvenli olmaması ve Taliban dolu olmasına rağmen, gönderiyorlar. | TED | المنطقة غير امنة, وعلى العكس مليئة بجماعة طالبان, ولقد فعلوها. |
Zaman zaman okul aniden bir haftalığına iptal edilirdi çünkü Taliban şühpelenirdi. | TED | من وقت لآخر كانت تلغى المدرسة فجأة لأسبوع لأن طالبان بدأت تشك |
Üçüncü adım: Taliban bu çocukların içinde yaşamakta oldukları dünyadan nefret etmelerini istiyor. | TED | الخطوة الثالثة: تريد طالبان لهؤلاء الأطفال أن يكرهوا العالم الذي يعيشون فيه حالياً. |
Eğer bende cezasından indirim yapmış olsaydım, Talibanla işbirliği kurduğunu dahi söylerdi. | Open Subtitles | ان هذدا مضيغة للوقت سيخبرك انه تعاون مع طالبان |
Peki, yaklaşık 20 yıl önce, iki öğrenci, kardeş vardı. | Open Subtitles | حسناً ، من 20 سنة كان هناك طالبان ، شقيقان |
Ve Amerikan Talibanı eğer Dorothy Cooper oy kullanırsa hayatta kalamaz. | Open Subtitles | وجماعة طالبان الأميركية لن تتمكن من مواصلة النمو إن سُمح لدوروثي كوبر ومن هم على شاكلتها بأن يدلو بأصواتهم. |
Daha sonra, Kabil'e gittim ve Taliban'ın düşüşünün ardından Afganistan'da çalıştım. | TED | لاحقا، سافرتُ إلى كابل و عملتُ في أفغانستان بعد سقوط طالبان. |
Bana katılıp ofiste Taliban kurallarına göre yaşayacağına dair taahhüt verir misin? | Open Subtitles | هل ستنضم إلى في العهد لتعيش بقوانين طالبان في هذا المكتب ? |
Geri dönüşümün büyük bir destekçisiyim, Gibbs, ama Taliban'ın yapış şeklinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا من أشد مؤيدى اعاده التدوير جيبز ولكنى أكره كيف تقوم به طالبان |
Afganistan'daki güvenlik birimleri, bir grup Taliban savaşçısının Kabil havaalanını hedef aldığını bildiriyor. | Open Subtitles | قوات الأمن في أفغانستان تقول بأن عددًا من مسلحي طالبان استهدفوا مطار كابول. |
Evet, demek istediğim, beni zorladılar, dövdüler ve Taliban üyesisin diyerek beni damgaladılar. | Open Subtitles | نعم، أعني أنهم أرغموني، وعذبوني وأخذوا خاتمي ووقعوا به الاعتراف بأنك من طالبان |
Taliban'ın bakış açısından, bu geçen sefer yaptıkları bir numaralı hataydı. | TED | فمن وجهة نظر حركة طالبان .. فإن استقبال القاعدة كان خطأئهم الاكبر .. |
Bu nedenle birlikleri Taliban direnişine yanıt vermek için konuşlandırdığımız fikri yanlış. | TED | ان الفكرة التي دفعتنا الى ارسال المزيد من القوات لكي نرد على اعادة نهوض حركة طالبان هي فكرة خاطئة |
Eve döndüğümde, bi grubun bana Taliban'dan gelen mektubu verdiklerini hatırladım. | TED | وعدت الى الوطن واتذكر ان احد اعضاء الفريق احضر لي رسالة كانت الرسالة من طالبان |
Ülkeyi ele geçirdiklerinde, zaten Talibanla savaşan Afganlar onlara yardım ediyorlardı. | Open Subtitles | عندما غزوا البلاد ساعدهم الأفغان الذين كانوا بالفعل يقاتلون طالبان |
Patrona Talibanla görüşmeliyiz demek zorunda mıydın sanki? | Open Subtitles | ... لماذا قمت باخبار المدير بأننا سنجري حوار صحفي ... مع طالبان ، أو نموت |
Talibanla ilgili yaptığınız haberle ilgili belge ve kasetleri istiyorlar | Open Subtitles | ويريدون ان يحفظوا اقوالكم حول رجل طالبان - هيا بنا - |
Harvard'dan reddedilip Brown'a gitmek zorunda kalan iki öğrenci gibi | Open Subtitles | مثل طالبان جديدان بالجامعه, لم تقبلهم جامعه هارفرد واضطرو الي التحاق بجامعه براون. |
Kısa süre içinde... aynı okuldan... iki öğrenci öldü. | Open Subtitles | بالأحرى يجب أن أقول انصدمت في فترة زمنية قصيرة طالبان من نفس المدرسة ماتوا |
Beachwood'dan iki öğrenci bu programları hack'lemeye çalışacak. | Open Subtitles | طالبان من بيج وود سيحاولون اختراق هذه البرامج |
Bizim Talibanı kalabalığın içinde gördüm | Open Subtitles | لقد رأيت رجل طالبان بين الجمهور |
Arkadaşları da iyi öğrencilerdir. | Open Subtitles | وأصدقائه طالبان جيدان. |