"طالما أنا" - Traduction Arabe en Turc

• olduğum sürece
• aldığım sürece
• olduğum müddetçe
• olduğuma göre
• olduktan sonra
• kaldığım sürece
• olduğu sürece
• olduğumdan sanırım

Bu benim son senem ve kaptan, ben olduğum sürece aynı oğlanlar için kapışıyoruz diye bu takımı kaybedemem.
هذا هو عام تخرجى و طالما أنا قائدة هذا الفريق فأنا لن أضحى به لأننا جميعاً نتعارك على الشباب

Kimsenin yok, çünkü ben hayatta olduğum sürece, zaman ölüyor.
لا أحد يملك وقتا لأنه طالما أنا حي، الزمن يموت

Ben burada olduğum sürece, bu topraklara delik açılmayacak.
لن تحفر الثقوب في هذه الأرض طالما أنا حي

Nefes aldığım sürece, sevdiğin her şeyi yok etmek için yaşayacağım.
, طالما أنا حي أيّ شئ ستحبه , سأسعى لتدميره

Tabi ya. Sadece bir tane olabilir. Ben hayatta olduğum müddetçe, başka biri yok.
هذا صحيح, لابد أن يوجد واحد فقط طالما أنا حية, لا يوجد آخر

Burada yetkili olduğum sürece, esirler ne işkence görecek ne hile hurdaya kurban gidecek ne de öldürülecek.
طالما أنا المسؤول فلن يعذب المساجين ولا يخدعوا أو يقتلوا

Burada olduğum sürece korkmana gerek yok.
أنت ليس من الضروري أن تخوف طالما أنا هنا.

Yanında olduğum sürece kimsenin seni incitmesine izin vermem tamam mı?
طالما أنا معك ، لن اسمح لأي شخص بأن يؤذيك ، حسنا؟

Beni eve götür, Jin-Rong! Ben hayatta olduğum sürece, bunu aklından bile geçirme.
دعني أخبرك، لا تفكر بالأمر أبدًا طالما أنا موجودّة و أتنفس.

Burada olduğum sürece onu koruyacak başka kimse yok.
طالما أنا هنا, لا أحد يحميها. دعني أذهب..

Çünkü ben dağıtımcıyım. Sağ olduğum sürece hep bir sonraki adım da olacak.
لايقتلونى طالما أنا أحضر لهم مايريدون مادمت أنا حي سيكون هناك دائما مرّه قادمه

Bu şans yüzüğüne sahip olduğum sürece her şey yoluna girecek.
كل شيء سيصبح بخير طالما أنا أحمل هذا الخاتم المحظوظ

ve seninle birlikte olduğum sürece, her şey güzel olacak.
و طالما أنا معكِ، فستكون الأمور على ما يرام

Ben burda olduğum sürece, not veya altın yıldız veya kötü davranış işaretleri olmayacak.
طالما أنا هنا سيكون هناك لا درجات أو نجوم ذهبية أو نقائص

Ve burada olduğum sürece kendimden en iyisini vereceğimden emin olabilirsiniz.
لكنّي سأنجزه بأفضل طريقة أقدر عليها طالما أنا هنا

Sizin emrinizde olduğum sürece, bununla kendim ilgilenmek istiyorum.
طالما أنا تحت الأوامر أريد الإعتناء بذلك لوحدي

Nefes aldığım sürece, sevdiğin her şeyi yok etmek için yaşayacağım.
, طالما أنا حي , أيّ شئ تحبه سأحرص على التخلص منه

Hayatta olduğum müddetçe beni aramaktan vazgeçmeyeceklerini biliyordum.
عرفت إنهم لن يتوقفوا فى البحث عنى طالما أنا حى

Burada olduğuma göre, içeri bakmamda bir sakınca var mı?
طالما أنا هنا .. أتسمح لى بأخذ جولة بأرجاء المكان ؟

Bayan Dr. Minton olduktan sonra nerede yaşadığımızın bir önemi yok.
لا يهمني المكان الذي نعيش فيه، طالما أنا السيدة الدكتورة مينتون.

Uyanık kaldığım sürece, hala biraz yardım edebilirim.
طالما أنا بوعيى ، فربما أمكننى مساعدتكم

Bak Holliday, burada yetki bende olduğu sürece... hiçbir çoban sınırı silahlı geçemez.
طالما أنا أمثل القانون هنا فلا أحد من رعاة البقر سيعبر الحدود ومعه مسدس

Ama şimdi parmaklıkların öteki tarafında olduğumdan sanırım sadece Quentin olacak.
كلّا إنّي بخير. لكن طالما أنا الآن وراء القضبان، فنادني (كوينتن) وحسب.