Yani, konuştuğum kişi İsa olduğu ve iletişim kanallarını açık tuttuğum sürece. | Open Subtitles | تعلم، طالما أنني لا أزال أتحدث إليه، وأبقي خطوط الاتصال مفتوحة. |
senin sinirlerini bozmadığım sürece, seninle takılmayı tercih ederim. | Open Subtitles | منذ مدة طويلة طالما أنني لا أثير أعصابك أنا أفضل أن أخرج معك |
Onlarla sevişmediğin sürece yasal. | Open Subtitles | إنها قانونية,طالما أنني لا أمارس الجنس معهن |
Tekrar soru cevaplamak zorunda kalmadığım sürece. | Open Subtitles | طالما أنني لا اضطر للاجابة على اية اسئلة مجدداً |
Bunları ödemek zorunda olmadığım sürece olur. | Open Subtitles | طالما أنني لا اضطر لدفع المال مقابلها |
- Diğer faturaları ödemediğim sürece. | Open Subtitles | طالما أنني لا أدفع أي فواتير أخرى. |
Benim derdim, şu anda başka bir tane yazıyorum ve ondan sonra başka bir tane yazacağım ve başka, başka, başka ve onların çoğu başarısız olacak ve bazıları başarılı, ama ben her zaman güvende olacağım sonuçların rastgele fırtınalarından. Gerçekten yaşadığım yeri unutmadığım sürece | TED | الفكرة هنا هي أنني أكتب كتابا آخر الآن، ثم سأكتب كتابا بعده، ثم كتابا آخر، ثم كتابا آخر وكثير منها سيفشل، وبعض منها سينجح، ولكنني سوف أكون دائما في مأمن من عشوائية أعاصير النتائج طالما أنني لا أنسى أبدا المكان الحقيقي الذي أعيش فيه. |
Onun gibi davranmadığım sürece. | Open Subtitles | طالما أنني لا أتصرف مثله. |
Neyse, ...karşılıksız çıkmadığı sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما أنني لا أتهاوى |
Seni görmediğim sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما أنني لا اراك. |