Ona bu konuda yararlı olduğum sürece, beni canlı tutmak için elinden geleni yapar. | Open Subtitles | انه سيبذل قصارى جهده ليبقيني على قيد الحياه فى ذلك القسم طالما انا ذى نفع له |
Seninle birlikte olduğum sürece... hiç bir şey umurumda değil, Anderson. | Open Subtitles | الذي ادركه الآن هو اني لا أهتم طالما انا افعل ذلك معك اندرسون |
Bilmen gereken tek şey, ben etrafta olduğum sürece hepimiz tehlikede olacağız. | Open Subtitles | كل ما تحتاج معرفته انه طالما انا حولك , ستكون انت في خطر |
Bu iğrenç vücutta tıkılıp kaldığım sürece bunu kabullenmek zorundasın. | Open Subtitles | طالما انا عالقة بهذا الجسم المقرف علي الاهتمام به |
Burada yani Doğu Avrupa'da kaldığım sürece.. | Open Subtitles | ولكن، طالما انا اظل هنا فى اوروبا الشرقيه |
Burada kaldığım sürece hepinizi tehlikeye atıyorum. | Open Subtitles | طالما انا هنا فإنني أعرض جميعكم للخطر |
Burada olduğum sürece seninle onun arasında uyuyacağım. | Open Subtitles | طالما انا في المدينة انا سوف انام بينك وبينه |
Ama seninle olduğum sürece istediğin her yere gidebiliriz. | Open Subtitles | لكن طالما انا معك يمكننا الذهاب لأى مكان نريده |
Burada olduğum sürece bu insanlar tehlikede olacak. | Open Subtitles | طالما انا هنا فهؤلاء النّاس سيكونون في خطر |
Evli olduğum sürece ilişkimizi kesinlikle sürdürmeyecek. | Open Subtitles | انها لا تريد ان تستمر علاقتنا طالما انا لا زلت متزوجاً |
Burada olduğum sürece ve de bu kadar yaklaştıktan sonra, – | Open Subtitles | طالما انا هنا الان واتيت من هذا البعد |
- İstemiyorum. Apollo'da Beceriksiz olduğum sürece, her yerde Beceriksiz'im. | Open Subtitles | طالما انا مكروه في الأبولو هكون بوييييي(مكروه) في كل مكان |
Hayatta olduğum sürece, anladın mı beni? | Open Subtitles | طالما انا حي طالما انا حي , اتسمعني ؟ |
Yeryüzünde olduğum sürece, ben de senin gibi bir insanım. | Open Subtitles | طالما انا على الارض انسان مثلك |
Başbakan olduğum sürece basın Laura'yı rahat bırakmayacak. | Open Subtitles | طالما انا رئيسة الوزراء لن تهدأ الصحافة... ...وتترك لورا وشأنها |