İçeride kaldığı sürece güvende ama çıkmaya çalışırsa... | Open Subtitles | لبعض الوقت إذن هي آمنة ، طالما بقيت بالداخل ...ولكن إذا حاولتِ الخروج |
Bağlantılı kaldığı sürece her zaman güvenli bir şekilde eve geri döneceğini söylemişti. | Open Subtitles | قالت لي بأنها ستعود الى المنزل بخير دوما طالما بقيت متصلة - مفعلة الاضطراب - |
İşe alınırken, sizin görüşleriniz çerçevesinde kaldığım sürece, karışmayacağınızı söylediniz. | Open Subtitles | حين حصلت على هذه الوظيفة قلت لى أنك لن تتدخل طالما بقيت بداخل إطار عملك |
Burada kaldığım sürece benim için yaptığınız planlar yürüyecek mi? | Open Subtitles | لقد قمت بتخطيط مستقبلي بنفسك طالما بقيت هنا |
Ve sen o kişi olarak kaldığın sürece, bu asla değişmeyecek. | Open Subtitles | و طالما بقيت هذا الشخص فإن هذا لن يتغير . |
Burada kaldığın sürece Alzheimer'ın ile mücadele etmek zorundayız. | Open Subtitles | طالما بقيت هنا سوف تواجه مرضك بألزهايمر |
Kapı açık durduğu sürece, Sizin dünyanız benim dünyam olacak. | Open Subtitles | طالما بقيت البوابة الكونية مفتوحة سيصبح عالمكم ملكاً لي |
Orada kaldığı sürece. | Open Subtitles | طالما بقيت هناك |
Bağlantılı kaldığım sürece bunu yapabilirim sanırım. | Open Subtitles | طالما بقيت متصلة فانا اعتقد باني استطيع فعل ذلك |
Ben dışarıda kaldığım sürece. | Open Subtitles | طالما بقيت خارج السجن |
Sen burada kaldığın sürece. | Open Subtitles | طالما بقيت أنت هنا. |
Güneyde kaldığın sürece, güvendesin. | Open Subtitles | طالما بقيت فى الجنوب أنت بخير |
Sanal paraların hesapta durduğu sürece tamamen güvende ve takip edilemez. | Open Subtitles | الآن، طالما بقيت الـ"بيتكوينز"، في حسابها، ستكون بأمان، غير قابلة للتعقب. |