Bir gün, ormana, davul yapmak için bir kütük bulmaya gitti. | Open Subtitles | في يوم ما ذهب للغابة ليجلب خشبا ليصنع طبلة |
Çözüm kulak zarı veya timpanik membran ve orta kulağın minik kemikleridir. | TED | الحل هو طبلة الأذن أو الغشاء الطبلي، والعظام الصغيرة في الأذن الوسطى. |
Kulak zarımı patlatmadan yükseltebileceğim bir şey arıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول أن أجد شيأً أستطيع أن أثبت عليه بدون أن أفجر طبلة أذني |
Rock yıldızları kulak zarını zedeler. Futbolcular dizlerini mahveder. | Open Subtitles | نجوم الروك يتلفون طبلة أذنهم لاعبي كرة القدم يؤذون ركبهم |
Bu benim kulak zarım,ince bir deri kulak kanalı boyunca gerilmiştir. | Open Subtitles | هذه طبلة أذني ،قشرة رفيعة ممتدة بإحكام داخل قناة الأذن |
Bir tek şu teneke trampet beklentisi; | Open Subtitles | إن أمل الحصول على طبلة الصفيح هو فقط ما منعني.. |
- Mussolini bana nasıl çalacağımı söylüyor. - Gürültü kulak zarlarımı patlatacak! | Open Subtitles | موسوليني هنا يحاول ان يقول لي كيف اعزف فجر طبلة اذني بضوضائه |
Pillerini bitiriyorsun, kulak zarlarını patlatıyorsun ve benim de hayatımı riske atıyorsun. | Open Subtitles | أنت تستنزف البطاريات أنت تدمر طبلة إذنك, بينما .تعرض حياتي للخطر |
Ona nasıl bir davul için kütük aradığını ve köle avcılarının seni nasıl yakaladıklarını anlattım. | Open Subtitles | أخبرته أنك كنت تبحث عن جذع لتصنع طبلة عندما قبض عليك مساكو العبيد |
Bana göre davul zamanın başından beri bir iletişim aracıydı. | Open Subtitles | 'بالنسبة لي ، طبلة كان التواصل منذ بداية الزمن ، |
Yani Tino yeni davul derisi alınca çalmaya hazır olacağız. | Open Subtitles | عندما يحصل تينو على طبلة جديدة ويمكنة استخدامها |
Titreşimli kulak zarı, çekiç adı verilen, örseye çarpan kemiği titreştirir ve üzengi adı verilen üçüncü kemiği hareket ettirir. | TED | ترجّ طبلة الأذن المهتزّة عظمة تدعى المطرقة، التي تطرق السندان وتحرّك العظمة الثالثة المسماة عظمة الرِكاب. |
İkisi paralize durumda, üçünde görme kaybı bir tanesinin, kulak zarı patlamış ve bir tanesinin de kalça çıkığı var. | Open Subtitles | اثنان مع شلل 3 مع فقدان البصر و احدهم انفجرت طبلة اذنه و ورك مفكوكة |
O arkamda patlattı ve neredeyse kulak zarımı delecekti. | Open Subtitles | انه تسلل من وراء لي وقال انه كسر لي تقريبا طبلة الأذن. |
Bir keresinde bana ıslak parmak yapmıştı...* ...neredeyse kulak zarımı deliyordu. | Open Subtitles | لقد اعطتني عضوا ذكريا رطبا احد المرات كاد ان يثقب طبلة اذني |
Ayrıca kulak zarını da inceledik, fiziksel bir hasar yok. | Open Subtitles | واختبرنا طبلة أذنه، ولم يلحَق بها أي ضرر حسّي. |
Bir dekompresyon odası içeren deneyde, bir kulak zarını kötü bir şekilde yırtmış ve omuz silkerek:.. | Open Subtitles | بتجربة بغرفة تخفيف الضّغط, ثُقبت طبلة أذنه, وقال دون مبالاة, |
Kulak zarım deliniyor. | Open Subtitles | ثقب طبلة الأذن بلدي الخاصة. تعلمون على الرغم من أنه أمر سيئ للغاية أنهم لم جعله |
Üç yaşına geldiğinde, ...sana bir trampet vereceğim, ...ve eğer büyümek istemezsen, ...sana nasıl yapıldığını göstereceğim. | Open Subtitles | عندما تبلغ الثالثة، سأجلب لك طبلة وإن أردت التوقف عن النمو، |
- Senin neyine? Hiç kazanmıyorsun ki, Mike. - Kulak zarlarımı patlatmasını istemem. | Open Subtitles | - ما الذي يهمك فلن تفز أبداً يا مايك أجل وماذا لو فزت لا أريدهم ان يخرقو طبلة أذني |
İpodumu son ses açıp kulaklıkları onun kulağına tıkıp kulak zarlarını patlatacağım. | Open Subtitles | أنا سأضع الآيبود خاصتي على وضع الأنفجار و أقحم السماعات بآذانها و أفجر طبلة أذنها |
Ses kulak kanalına girdiğinde kulak zarına çarpar ve davulun üstü gibi titreşir. | TED | عندما يدخل الصوت قناة الأذن، يطرق طبلة الأذن ويجعلها تهتز مثل جلد الطبول. |
Kulak zarında yırtık yok. Sanırım iyi olacaksın. | Open Subtitles | حسناً ، طبلة إذناك غير مثقوبة ، أعتقد أنك ستكون بخير |
Bir güvenin kulak zarından kafana girmesidir. | Open Subtitles | من خلال فراشة مشتلعة في طبلة الأذن الخاصة بك. |
Üç kemikli zincirin ilk halkasıdır kulak zarındaki titreşimi taşır kohleadaki alıcılara. | Open Subtitles | وهيالأولىفي سلسلةالعظامالثلاثة. التي تحول ذبذبات طبلة أذني إلىالمستقبلاتفي قوقعةأذني، |