İki stratejinin ilki tıpkı bir avcı gibidir, ormanda belli bir av için dolaşırken, yolda başka avlarla da karşılaşır. | TED | الإستراتيجية الأولى من الإثنتين هي كقناص، يكتشف الغابة بحثا عن طريدة معينة، ولكنه يرى طرائد أخرى في طريقه. |
O bölgede birçok avcı vardır. Ve eğer herhangi bir av hayvanı görmediyseniz bunun için köpeği suçlayabilirler. | Open Subtitles | و هناك بعض الصيادين فى المنطقه إذا لم يشاهدوا أى طرائد |
Artık tavşanları bırakıyorlar ve onun yerine daha tehlikeli bir av aramaya koyuluyorlar. | Open Subtitles | الذئاب تركت الأرانب و شأنها الآن و انطلقت بحثًا عن طرائد أخطر من سابقتها بكثير |
Baskın ekibinin karşısında her boyuttaki av saklandığı yerden çıkartılır. | Open Subtitles | قرب أفراد الجبهة الغازية حُملت طرائد مختلفة الأحجام على الخروج من مخابئها |
Daha iri avları seçerek dişiler kışın ormanda hayatta kalma şanslarını arttırıyorlar. | Open Subtitles | باستهداف طرائد أكبر حجمًا تعزّز الإناث فرص نجاتها خلال الشتاء في الغابة |
Ne gün ama. av bekçileri, iki asker ve bir kadın. | Open Subtitles | يا له من يوم، حراس طرائد جنديان وامرأة |
Chauvet Mağarası'nın Aurignacien insanları için çok sayıda büyük av hayvanı vardı. | Open Subtitles | (كان شعب (اوافيت اوف اورغنيكان يصطادون طرائد كبيرة جداً |
Portia'dan iri yırtıcılar için kısa zamanda bir sürü küçük av bulmanın tek bir yolu var. | Open Subtitles | (بالنسبة للمفترسين الأكبر حجمًا من (البورشا هناك طريقة للعثور على عدّة طرائد صغيرة خلال زمن وجيز |
av bekçileri. | Open Subtitles | - لا - حراس طرائد |
- Ben av bekçisi değilim. - Ben de. | Open Subtitles | لست حارس طرائد - ولا أنا - |
Daha büyük avları yakalayacak güce ve ağırlığa sahip. | Open Subtitles | إنها تملك القوة و الوزن اللازمين لصيد طرائد أضخم حجمًا |
Ziyafetler, geyik avları! İskoç etekleri! | Open Subtitles | اعياد واصطياد طرائد |