Biz sadece iki taraf arasındaki alışverişi daha kolay hale getirmenin yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا فقط ان نستكشف طريقة لتسيهل التحويل بين طرفين اثنين |
Klasik ekonomik terimlerde, bir şeyin değeri iki taraf da karşılıklı anlaştığı zaman belirlenir. | Open Subtitles | حسنا، من الناحية الاقتصادية الكلاسيكية، قيمة شيء عندما يتم تحديد طرفين تتصالح يتفق عليها الطرفان. |
İki ordu savaşıyor, biz bildik bileli iki taraf da birbirinden nefret ediyor. | Open Subtitles | جيشان يتقاتلون , طرفين فى حالة من البغض على حد ما نستطيع أن نتذكر |
Uzun zamandır birbirine öfkeli iki grup. | Open Subtitles | أنها مجرد طرفين بحيث كل واحد يقف في طريق الآخر |
Adada horoz dövüşü yapmak için hazırlık yapan iki grup var. | Open Subtitles | هناك طرفين سيقومون بصراع في هذه الجزيرة |
Farklı taraflarda oldukları için bir arada görünmeleri mümkün değilmiş. | Open Subtitles | ففي النهاية هما من طرفين مختلفين ولا يمكن لهما أبداً أن يُرَو معاً |
Koro odasında ayrı taraflarda oturduğumuzu fark etmedin mi? | Open Subtitles | ألم تلاحظ أني أجلس في طرفين مختلفين |
Ve açıkçası, onlara takip etmek için çok motive edilmiş iki taraf. | Open Subtitles | ومن الواضح أن هُناك طرفين مُتحفزين لمُتابعتهم |
Çünkü bunun hakkında biraz düşünürseniz, normal olarak çatışma hakkında düşündüğümüzde, çatışmayı tanımladığımızda ortada her zaman iki taraf vardır. Araplarla İsrailliler, işçilere karşılık yönetim karı-koca, Cumhuriyetçiler - Demokratlar | TED | لانه عندما نفكر بالامر عادة عندما ننظر الى صراع .. او عندما نصفه فاننا نقول انه دوما بين طرفين انه العرب ضد الاسرائيلين .. العمال ضد الادارة الزوج ضد الزوجة .. الجمهورين ضد الديموقراطين |
Sadece iki grup bunu biliyordu. | Open Subtitles | فقط طرفين يعرفون الموقع |
Daha önce de farklı taraflarda olduk. | Open Subtitles | كنا على طرفين متضادين من قبل |