Genç siyahi adamlar, diyorum ki birisi yolunuza özgünce ve gerçekçe çıkıyorsa davetini kabul edin. | TED | وللشباب السود، ما أقوله هو إن أتى شخص ما في طريقكم بأصالة، فاقبلوا الدعوة. |
Şimdi biraz oturup laflayabilirsiniz ama sonra siz kendi yolunuza. | Open Subtitles | وأنتم يمكنكم البقاء وقت قصير ثم تمضوا فى طريقكم |
Ve lütfen çekim yerine gelirken Yolunuzu kaybetmeyin. | Open Subtitles | ورجاءً، لا تضلّوا طريقكم إلى موقع التصوير. |
Havasu'da bir çiftlik alacağım sizler de yola koyulup gösterinize devam edersiniz. | Open Subtitles | سوف اشترى مزعة صغيرة فى هافسيو وانتم تأخذون البقية وتذهبون فى طريقكم |
Profesör, beni yolunuzdan çekmeye çalışmazdınız, değil mi? | Open Subtitles | مهلا,استاذ.أنت لا تحاول أن تبعدني بعيدا عن طريقكم,أليس كذلك ؟ |
Bileğimi burkdum. Siz bensiz gidin. | Open Subtitles | لقد لويت كاحلي أكملوا طريقكم يا رفاق بدوني |
Arabayla Iron City'ye giderken, tegmen olay hakknda konustu mu? | Open Subtitles | ي طريقكم الى المدينة ، هل تكلّمْ الملازم عن القتل |
Tek istediğiniz buysa eğer, yolunuza gidebilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا ، اذا كان هذا كل ما ترغبون به لذا يمكنكم استكمال طريقكم |
yolunuza çıkmayacağız, işinizi yapmanıza izin vereceğiz. | Open Subtitles | حسناً , سوف نبتعد عن طريقكم وندعكم تقومون بعملكم |
yolunuza çıkmayacağız, işinizi yapmanıza izin vereceğiz. | Open Subtitles | حسناً , سوف نبتعد عن طريقكم وندعكم تقومون بعملكم |
yolunuza çıkacak kadar salak olanları varsa.. öldürün! | Open Subtitles | إن كان أحدهم أحمق بما يكفي لاعتراض طريقكم فاقتلوه |
Tek istediğiniz buysa eğer, yolunuza gidebilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا ان كان هدا ما تبحثان عليه فادهبوا في طريقكم |
Pekala, babalar kanepesine gidip oturacak, ...yolunuza çıkmayacak, bayanların işine karışmayacağım. | Open Subtitles | ابقى بعيداً عن طريقكم اترككم ايها السيدات تفعلوا اموركم |
İstiyor musunuz? Yolunuzu bugün seçmelisiniz kardeşlerim. | Open Subtitles | إخواني و أخواتي، يجب أن تختاروا طريقكم اليوم |
Hepinizin Yolunuzu bulduğunuzu görüyorum. Demek ki açıklamalar iyiydi. | Open Subtitles | مرحبا بكم ، أراكم جميعا وجدتم طريقكم ، الأتجاهات كانت جيدة |
Kuleden kendi Yolunuzu açacaksınız ve sonra diğer taraftan çıkacaksınız. | Open Subtitles | ستجدون طريقكم إلى البرج .وتعودون من الجانب الآخر .. |
yola çıkarken bir patlayıcı bırakırsın oraya. | Open Subtitles | بإمكانكم أن تضعوا القنبلة هنالك وانتم في طريقكم للاقتحام |
Yarın gece kamyonlarınızı doldurun ve yola devam edin. | Open Subtitles | ليلة الغد, اذا تقومون بملئ الوقود وتمضون في طريقكم |
yolunuzdan çekilmem gerekiyormuş gibi. | Open Subtitles | بجدر بي أن لا ا قطع طريقكم وأجعلكم تعودوا للعمل |
Ben yalnızca bu topu sizin yolunuzdan çekmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أحاول فقط أن أبعد هذه الآلة الحربية عن طريقكم |
Limuzindeyken heyecanlı olabilirsin. Devam edin, gidin. | Open Subtitles | ممكن أن ترحبوا ببعض في طريقكم بداخل الليموزين هيا اذهبوا |
Havaalanına giderken biniş kartınızı elinize aldığınız zaman size uçağınızın rötar yaptığını veya biniş kapınızın değiştiğini haber verebiliyor. | TED | وفي طريقكم للمطار .. عند رفعكم لبطاقة صعود الطائرة ، تخبركم الآداة ما إذا تأخرت الرحلة أو أن البوابة تغيرت ، إلخ |
Size engel olmam. | Open Subtitles | بمقدوري تقديم العون. فأنا لن أقف في طريقكم. |