"طريقَة" - Traduction Arabe en Turc

• yol
• yolu
• yolunu

Ama her zaman aldatmak için bir yol bulunur.
لكن هُناكَ دائماً طريقَة للتحايل بشيءٍ ما

Sen olsan o adamların gitmesini önleyecek bir yol bulurdun.
لكنُت وجدت طريقَة للحفَاظ على هؤلاء الشبَاب من المشي.

Yardıma ihtiyacı var ve senin ona yardım etmeye devam edebilmen için bir yol bulacağım.
تحتَاج إلى المُساعدة، وأنا أحاول إيجَاد طريقَة تُمكنك من الإستمرار بمُساعدتها

İğneyi bulmanın kolay yolu, samanlığı yakmaktır.
أسرَع طريقَة لإيجاد الإبرَة هي بإحراق كومة القَش

Bu paketin nereden geldiğini bulmanın bir yolu yok sanırım.
أنا لا أعتَقد أن هُناك أي طريقَة لمعرفة من أين أتت هذه الحزمَة على ما أعتَقد.

Bir yolu olmalı.
أعـلم أنـه لابد من وجود طريقَة

Bizim kordondan çıkmanın bir yolunu bulmamız lazım.
علينا أن نجد طريقَة للخروج من الحاجز الوقائي.

Öyleyse yalanı yok etmenin bir yolunu bul.
إذاً جِد طريقَة لفَقدِ الكِذبَة

Ona yardım edebileceğimiz bir yol bulmaya çalışıyorum.
أحاول إيجَاد طريقَة تُمكنك من الإستمرار بمُساعدتها‫. ‬

Bununla birlikte, babanın ölmesine yol açmak için vahşi bir yol arasaydın sana yardım ederdim.
الأن، ومع ذلك، ستقوم بالتخطيط في طريقَة وحشيّة على تحقيِق وصيّة والدك،

Bilmiyorum, ama bir yol bulacağım.
لا أدري، لكني سأجدُ طريقَة

Kullanmak için en iyi yol bu.
طريقَة سريعَة الإنتشار.

Kordondan çıkmanın bir yolu var.
هُناك طريقَة للخُروج من الحاجز الوقائي.

Leo Greene az önce bütün dünyaya kordondan kaçmanın bir yolu olduğunu söyledi.
(ليو قرين) للتو قالت للشعَب كلّه بأن هُناك طريقَة للهُروب من الحاجز الوقائي. دكتور (لومرز).

Başka bir yolu daha olmalı.
لابدّ أن هُناك طريقَة أخرى.

Her yolu denemek lazım.
بأكثر من طريقَة.

Bir yolunu bulmalıyız.
.يُمكننا أن نجد طريقَة للتغلب على ذلك

Onlara mesaj göndermenin bir yolunu biliyor musunuz?
أتعلم أيّ طريقَة لكي نوصل رسالة لهم؟