Birinin yemek almak için paraya ihtiyacı olduğunda hırsızlık yapmasına anlayış gösterebilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع فهم لماذا الرجل يسرق إذا إحتاج مالًا لوضع طعام على المائدة |
Masanın üzerinde yemek ve dumanı tüten bir teneke fincan varmış. | Open Subtitles | كان يوجد طعام على الطاوله واكن يوجد كوب قهوة ساخن |
Bitirmeme izin ver. Bu arada,bana bir yemek borçlusun. | Open Subtitles | فقط أتركني أنهي انت تدينني بوجبة طعام على أية حال. |
Gün boyunca tek lokma yemedim. Uçakta yiyecek bir şeyler olacak mı? | Open Subtitles | أنا لم آكل طوال اليوم هل سيكون هناك طعام على متن الطائرة؟ |
Gün boyunca tek lokma yemedim. Uçakta yiyecek bir şeyler olacak mı? | Open Subtitles | أنا لم آكل طوال اليوم هل سيكون هناك طعام على متن الطائرة؟ |
Orada oturuyorsun ve merak ediyorsun, "Yüzümde yemek var mı? | Open Subtitles | تجلسين هناك وتقولين هل هناك طعام على وجهي ؟ |
Çünkü soframızda her zaman yemek oldu. | Open Subtitles | بسبب انه كان هناك دائماً طعام على الطاولة |
Brad, eğer birinin suratında yemek varsa söylemelisin. | Open Subtitles | براد اذا رائيت بقايا طعام على وجه احد ما 119 00: 03: 57,293 |
Bu insanlar olmasa masa konulacak yemek olmayabilir. | Open Subtitles | لن يكون هناك طعام على الطاولة دون هؤلاء الناس |
Belki mükemmel bir koca değildim ama aileye iyi baktım, masaya yemek ve başımızın üzerine çatı koydum. | Open Subtitles | ربّما لم أكن الزوج المثالي، ولكن اعتنيت بالأسرة عناية جيّدة طعام على المائدة، وسقف فوق الرأس. |
Masada yemek yokken, yamaçta ölüyü yakarak bitirirsin. | Open Subtitles | لا طعام على الطاولة،سينتهي أمرك تدفن الموتى على جوانب التل |
Neden birden bire yemek odasında masaya ihtiyaç duydun? | Open Subtitles | لماذا أصبحت لديك الحاجة فجأة لغرفة طعام على أي حال؟ |
Bu şeye yemek koymuşlar. | Open Subtitles | انظروا، ثمة طعام على هذا الشيء |
Neden tezgâhta hiç yemek yok? | Open Subtitles | لماذا لا يوجد طعام على المنضدة؟ |
ya da ayaklı. Ama "yemek ve ayak" kulağa pek hoş gelmiyor. | Open Subtitles | حسنا, مشيا على الأقدام ولكن "طعام على الأقدام" لا يبدو شهيا |
- Gemide hiç yemek yok muydu? | Open Subtitles | هل لديك ليس لديهم طعام على متن السفينة؟ |
Diğer yüzünde yemek lekesi vardı, yine çevirdim ve saç kurutucunla teri hallettim. | Open Subtitles | rlm; كانت هناك بقعة طعام على الجانب الآخر، rlm; لذا قلبتها ثانيةً |
Uçağa yiyecek koymalarını söylemeyi unuttum. | Open Subtitles | لقد نسيت أن أسأل إذا كان لديهم طعام على متن الطائرة |
Uçağa yiyecek koymalarını söylemeyi unuttum. | Open Subtitles | لقد نسيت أن أسأل إذا كان لديهم طعام على متن الطائرة |
Ama bu yüksek tepelerde yiyecek olmadığı için eninde sonunda yeni otlaklar aramak için aşağı inecek ve yine sineklerle karşılaşacaklar. | Open Subtitles | لكن من دون طعام على هذه المنحدرات المرتفعة، سيضطرون في آخر المطاف الهبوط لإيجاد مراعٍ جديدة، ومواجهة الأسراب القارصة مرةً أخرى. |