| Bebeğin yaşamak için deli gibi savaştı. | Open Subtitles | انظري . طفلتكِ حاربت الأمرين من أجل البقاء |
| Bilirsin, bebek gecikti. Ama bence Bebeğin süper hızlı ve müthiş olacak. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنّ طفلتكِ ستكون فائقة السرعة و رائعة. |
| Sarah, o senin Çocuğun. Sen neden yardım etmiyorsun? | Open Subtitles | سارا إنها طفلتكِ ، لماذا لا تساعدينها أنتِ ؟ |
| Çocuğun hala yaşıyor. Ya benim çocuğum? | Open Subtitles | بينما طفلتكِ حيه ماذا عن طفلى ؟ |
| çocuğunu terk ettin! Sayemde geçimini sağlıyorsun! | Open Subtitles | لقد هجرتي طفلتكِ لقد أصبحت لكِ حياة بفضلي |
| Eğer bunu okuyorsan, doğmamış bebeğini verecek bir aile buldun demektir./i | Open Subtitles | إن كنتِ تقرإين هذه الرسالة,فلابدّ أنّكِ تأملين أن تجدي أحداً يتبنّى طفلتكِ التي لم تولد بعد |
| Çünkü, şayet yapmazsan, küçük Kızının o lânet kafasını havaya uçururum. | Open Subtitles | لأنني سأفجّر رأس طفلتكِ إن لم تفعلي |
| Hanımefendi, bebeğinizin daha fazla oksijen kaybetmemesi için kordonu içeride tutmamız gerek. | Open Subtitles | سيدتي، نحتاج إبقاء الحبل في الداخل لكي لا تخسر طفلتكِ المزيد من الأوكسجين. |
| Bebeğin artık ailen çünkü bebeğine artık ebeveynlik yapamazsın. | Open Subtitles | تقومين بمعاملة أبويك كطفلتكِ لأنك لا تستطيعين فعل ذلك مع طفلتكِ مرة أخرى |
| Bebeğin ayakkabılarını bağlayamıyor. | Open Subtitles | سأساعدكِ. طفلتكِ لا تعلم كيف تربط حذائها. |
| İlk önce, bize kendi Bebeğin olduğunu söyledin. | Open Subtitles | أولاً اخبرتينا أن الطفلة طفلتكِ |
| Tümör Bebeğin akciğerlerine hava girmesini engeller. | Open Subtitles | الورم لا يدع الهواء يصل إلى طفلتكِ |
| Çocuğun öldü. Bundan zor bir şey yoktur. | Open Subtitles | طفلتكِ ماتت و هذا أسوء ما في الحياة |
| Çocuğun iyi olacak. | Open Subtitles | ستكون طفلتكِ على ما يرام |
| İyi. Çocuğun hayvanları sever mi? | Open Subtitles | هل تحبّ طفلتكِ الحيوانات؟ |
| Çocuğun burada. Bu gece geliyorlar. | Open Subtitles | خذي طفلتكِ, سيصلون الليلة |
| Bizce çocuğunu kaçıran kişi ya arabanın anahtarına sahipti ya da yedek anahtarı nerede tuttuğunu biliyordu. | Open Subtitles | نظن أنّ كائناً كان من أخذ طفلتكِ كان لديه مُفتاح سيّارتكِ. أوّ أنه علم أين كانت النسخة الإحتياطية. |
| Sen ki 24 sene çocuğunu terk edip onlarla yaşadın, azıcık bile alamayacak mısın? | Open Subtitles | تخليتي عن طفلتكِ لتعيشي هناك 24 عام و لا يمكنكِ ان تخرجي على الأقل بهذا المبلغ؟ |
| çocuğunu kurtarmak için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | إهدأي سنبذل قصارى جهدنا لإنقاذ طفلتكِ |
| En yakın zamanda. bebeğini korumak zorundasın. | Open Subtitles | و قومي بإجرائها سريعاً عليكِ أن تحمي طفلتكِ |
| İş görüşmesine bebeğini mi getirdin? | Open Subtitles | أحضرتِ طفلتكِ الى مقابله العمل ؟ |
| Kızının onunla iyi bir hayatı olacağını söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن طفلتكِ ستحظى بحياه رغده معه |
| Geçtiğimiz gün boyunca bebeğinizin karaciğerindeki tümör %15 küçüldü. | Open Subtitles | خلال البارحة، تضاءل ورم الكبد %لدى طفلتكِ بنسبة 15 |