"طفلكَ" - Traduction Arabe en Turc

• bebeğin
• oğlunu
• bebeğinizi
• Bebeğini

O senin bebeğin olmalıydı, biliyor musun?
تَعْرفُ ذلك يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَكَ طفلكَ الرضيعَ.

Hayır, Roz, bebeğin iyi.
لا، لا، روز، طفلكَ الرضيع فقط لَطِيف.

bebeğin kaç yaşında?
كَمْ الكبير السن طفلكَ الرضيع؟

Ya o kapıyı tekmelersin, ya da oğlunu kafayı sıyırmış bir şekilde büyütürsün.
أما انّ تركل ذلك الباب ، أو أنكَ ستربي طفلكَ إشباعاً من وعاء عتوهتكَ.

Neden sen kendi oğlunu iyileştirmekle uğraşmıyorsun çünkü ben ağabeyimle ilgileniyorum.
لمَ لا تقلق بشأن إصلاحِ طفلكَ حسناً؟ لأنني أهتمُ بأخي

Sizin bebeğinizi taşıyor derken ne demek istiyorsun?
الذي تَعْني، هي هَلْ إمتِلاك طفلكَ الرضيع؟

- Tamam, tamam. Bebeğini çıkaracağız.
حسناً، حسناً، نحن سَنَحْصلُ على طفلكَ الرضيعِ.

- Malum, bebeğin olmuş.
- من الواضح، كَانَ عِنْدَكَ طفلكَ الرضيعُ.

Evet. Bu senin bebeğin koca Rushmore Dağı kafalı.
هو طفلكَ الرضيعُ، أنت جبل كبير rushmore رئيس.

Sadece bu senin bebeğin değil diye, böyle...
فقط لأن هذا لَيسَ طفلكَ الرضيع، أنت لا...

O senin bebeğin, Sean.
هو ' طفلكَ الرضيع، شون.

Senin bebeğin.
هو طفلكَ الرضيعُ.

Senin bebeğin, demek istedim.
طفلكَ الرضيع، أَعْني.

Ne yazık ki sevgili bebeğin dün gece öldü.
طفلكَ المحبوب ماتَ البارحة

- Karını ve oğlunu korumaya çalışıyordum.
كنتُ منشغلًا في الإطمئنان أن زوجتكَ و طفلكَ بخير

Ben de oğlunu öldüren kişiyi bulmana yardım edeceğime söz veririm.
جيد ... وأنا أعدكَ أن أفعل ما بوسعي لمساعدتكَ في إيجاد من قتل طفلكَ

Ve bu bebeğinizi taşıyan hatunu da getir.
ويَجْلبُ ذلك الفرخِ الذي سَيكونُ عِنْدَهُ طفلكَ الرضيعُ.

bebeğinizi kontrol etmeye geldim.
و أنا هنا للتأكّد أنّ طفلكَ بخير

Rahibe Helene'in ne sizi ne de bebeğinizi unutmadığına eminim.
أنا متأكدة أنّ الأخت "هيلين" لم تنسكَ قَط... ولا طفلكَ...

Bebeğini taşımama izin ver.
إسمحْ لي لحَمْل طفلكَ الرضيعِ.