Yazarın çocukluğunu geçirdiği Aracataca'daki küçük evleri Macondo'nun ana ilham kaynağını oluşturdu. | TED | منزلهم الصغير في أراكاتكا حيث قضى المؤلف طفولته شكّل الإلهام الرئيسي لماكوندو. |
Beslenme düzeni çocukluğundan beri aynı en sevdiği şey mısır gevreği. | Open Subtitles | لم يتغير نظامه الغذائي منذ طفولته طعامه المفضل هو رقائق الذرة |
Hadi oradan. Biliyor musun çocukken Burr Connor aksiyon figürlü bir bebeğim olduğunu? | Open Subtitles | أتدرين أنني أمتلك مجموعة ألعاب الذكاء له في طفولته ؟ |
Tanmay Joglekar, Latur doğumlu, çocukluğunda bir şeye ihtiyacı oldu. | Open Subtitles | تنامى جوجليكر ولد فى لاتور لاحظ حاجة واحدة فى طفولته |
Ve artık ona çocukluğu ve hayatı hakkında ve diğer şeyler hakkında hikayeler anlatmaya hazırız, ve bir sürü macerasını. | TED | ونحن الان مستعدون لكي نتدخل في خضم طفولته وفي حياته وكل شي سيسير من حولك وسوف تواجه العديد من المغامرات |
Her biri yılda yüz kadınla yatan bir adamı al, çocukluğuna in. | Open Subtitles | إن تحدثنا مثلاً عن رجل يضاجع مئة مرأة في العام، و بحثنا في طفولته |
1957 yılında doğdu... ...ve Çocukluğunun neye benzediğini... ...ve ne hissettiğini... ...çalkantılı son elli yılda, hayatının... ...nasıl olduğunu hayal edebilirsiniz. | TED | لقد ولد عام 1957, ويمكنك تخيل كيف كانت ملامح و مشاعر طفولته وكيف كانت حياته طوال 50 عاما مضطربة. |
1960'da Haitili bir baba ve Puerto Ricalı bir annenin oğlu Bisquiat, Boerum Hill'de çocukluğunu sanat ve yaramazlık yaparak geçirdi. | TED | باسكيات، الذي وُلد في 1960 لأب هايتي وأم بورتوريكية، قضى طفولته في ممارسة الفن والمشاغبة. |
Grenada adasında doğumunda köleleştirilmiş olan Christophe, çocukluğunu Karayip adalarının çoğuna taşınarak geçirdi. | TED | في عِداد الرقيق منذ ميلاده في جزيرة غرناطة، قضى كريستوف طفولته متنقلًا بين الجزر الكاريبية المتعددة. |
Sadece bir kaç hatıra ve çocukluğunu yaşadığı bir ev. | Open Subtitles | القليل من الذكريات والمنزل الذي عاش فيه طفولته |
Hastanın çocukluğundan kaynaklanan cinsel sapkınlığı olduğu biliniyor. | Open Subtitles | على الآخرين فإنه يُثار جنسيًا هذا معروف للمريض منذ طفولته المبكرة |
Aslında o çocukluğundan beri utangaç bir çocuktu. | Open Subtitles | في الحقيقة أنه دائماً وحيد منذ طفولته وهو خجول |
Billy çocukluğundan beri günlük tutuyordu. | Open Subtitles | لابد أن بيلى كان يكتب فى هذه المذكره منذ طفولته |
Warren çocukken hastaydı dediğinizde kan kanserini kastetmiştiniz değil mi? | Open Subtitles | عندما قلت بأن وارن كان مريضاً في طفولته هل كنت تقصدين سرطان الدم؟ |
Jacob'ın çocukken istismar edildiğini biliyoruz,.. | Open Subtitles | نعرف ان جيكوب تمت الاساءة اليه في طفولته. |
Birilerine çocukken sevgi göstermemişler galiba. | Open Subtitles | حسناً , يوجد شخص لم يتمالك بشكل كافي طفولته |
çocukluğunda yaşadığı büyük bir travmadan sorumlu tuttuğu kişileri öldürüyor. | Open Subtitles | انه يستهدف الناس ويضغن مسؤولية من الحوادث الكثيرة من طفولته |
çocukluğunda yaşadığı soyutlanmayı tekrar etmek için denizi seçmiş olabilir. | Open Subtitles | أتعرف، من المحتمل أن أنجذابه إلى البحر لأن العزلة تقلّد بيئة طفولته |
Yurttaş X, muhtemelen tüm çocukluğu boyunca dışlanıp acı çekmeye eğilimli olmuş. | Open Subtitles | لدى المواطن المجهول على الأغلب توجه لعزل ذاته منذ طفولته |
Her biri yılda yüz kadınla yatan bir adamı al, çocukluğuna in. | Open Subtitles | إن تحدثنا مثلاً عن رجل يضاجع مئة مرأة في العام، و بحثنا في طفولته |
Bu esrarengiz portre, burada, Çocukluğunun masum anıları arasında, sonsuza dek saklı kalacaktı. | Open Subtitles | هنا ، بين ذكريات طفولته البريئة توجد هذه الصورة البشعة سوف تخبأ إلى الأبد |
Bazı konular önceliklidir, Eva. Hayatında bir defa Çocuk olursun. | Open Subtitles | عليك التفكير بالأولويات ايفا الولد بحاجة لان يعيش طفولته لمرة |
Kesinlikle, çok küçükken travma buna neden olmuş. | Open Subtitles | بالتأكيد مرتبطة بحادثة حصلت له في طفولته المبكرة |
çocukluğuyla ilgili, şu pazardaki bomba olayını anlatırken davranışı değişmişti. | Open Subtitles | هل رأيت ذلك؟ عندما قص قصة طفولته القنبلة التي هبطت في البازار تغيرسلوكه |
Belki çocukluğundaki hobiyi yetişkinliğinde de sürdürüyordu. | Open Subtitles | ربما كانَ يحاول ملاحقة هواية طفولته ، بسن رشدهِ. |
Duygularını ifade etmekte zorlanır. Kötü bir çocukluk geçirmiş. | Open Subtitles | لديه صعوبة في إظهار مشاعرة طفولته كانت سيئه |
Bu yüzden geçmişiyle ilgili bilgileri istedim, büyüdüğü yer gençliğinde yaşadığı sakatlıklar, tıbbi kayıtlar... | Open Subtitles | لهذا السبب سألت عن ماضيه. و أين نشأ. هل هناك أي اصابات من طفولته شهادات طبية... |
Çocukluktan beri, ne zaman bunu yapsa daha kolay hatırlıyor. | Open Subtitles | فمنذ طفولته ، إعتاد فعل ذلك إنه يساعده على تذكر الأحداث لإنعاش الذاكرة ؟ |