Bireysel siparişlerini alıyorlar ve tarlalarına gidiyorlar. | TED | يحصل المذارعين علي طلباتهم ويذهبو للمزارع. |
Bunun sayesinde insanlar siparişlerini e-posta ile gönderiyor. | Open Subtitles | لذا الناس فقط يرسلون لي طلباتهم .. |
Üzgünüm, Dr. Kelso, ama öğlen yemeği siparişlerini almaya geldim. | Open Subtitles | آسفة د. (كيلسو)، لكن أحاول أن أخذ طلباتهم للغداء |
Eğer isteklerine uymazsak, evet. Bu yüksek bir olasılık. | Open Subtitles | إلا لو وافقنا على طلباتهم نعم ، هذا إحتمال كبير |
Yani, direkt olarak değil ama isteklerine cevap veriyor tabii. | Open Subtitles | حسنا، ليس بطريقة مباشرة لكنه يقوم بالرد على طلباتهم |
Tüm bencilce isteklerine "evet, evet, evet," demelisin. | Open Subtitles | لابد أن توافق على كل طلباتهم |
Ama siparişlerini almak için acele ederseniz hazırlamaya başlamadan sebze mi yoksa waffle mı yapacağımı bilmem gerekiyor, o yüzden beni bekletmeyin. | Open Subtitles | لكن إن اضطررتم إلى الإسراع دوّنوا طلباتهم علي معرفة إن كنت سأحضر الخضار أو (الوافل) |
Bütün bencilce isteklerine evet demelisin. | Open Subtitles | لابد أن توافق على كل طلباتهم |