Aslında, Bay Reynolds'ın istediği tezi bitirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | في الواقع يجب أن أنهي مقالة طلبها مني السيد رينولدز |
Ama patronlarımın istediği sonuçları alacağız. | Open Subtitles | لكننا سنحصل على نفس النتائج التي طلبها أرباب عملي |
Arkadaşının istediği 3 milyon dolardan bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن الثلاثة ملايين دولار التي طلبها صديقك هنا |
sipariş etmeden önce bana söylemesi gerekirdi, fakat bana daha sonra söylemiş olurdu. | Open Subtitles | كان عليه أن يخبرني قبل طلبها لكنه كان سيخبرني بعدها لو فعل |
Daha zamanı bile söyleyemiyor. - Kendisi istedi, seni hödük. | Open Subtitles | لا يستطيع أن يخبر بالوقت حتي لقد طلبها, ايه الاحمق |
Brian'ın son talebi... -... Norman Exley isminde birisi içindi. | Open Subtitles | آخر هدية طلبها براين من المؤسسة كانت لرجل اسمه نورمان إكسلي |
Mükemmeliyet istiyor Bu onun tek isteği | Open Subtitles | أنها تريد شيئاً مذهلاً هذا هو طلبها البسيط |
Onu istemiş, çünkü yeni ve genç bir doktor buraya, aramızda yaşamaya geliyor. | Open Subtitles | لقد طلبها لأن هنالك طبيب شاب جديد سيأتي للعيش بيننا |
Ah, biliyorum ama 313 teki adam ısmarladı ve şimdi evde gibi görünmüyor. | Open Subtitles | اعرف ، لكن قاطن الشقة 313 طلبها ويبدو أنه خرج من شقته |
Arkadaşının istediği 3 milyon dolardan bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدّث عن الملايين الثلاثة التي طلبها صاحبك هذا |
Yakalandığı işte istediği fidye de 100.000 dolarmış. | Open Subtitles | مئة ألفٍ هي ذات الفدية التي طلبها في عمليّته الأخيرة التي أُعتقل في إثرها. |
Yakalandığı işte istediği fidye de 100.000 dolarmış. | Open Subtitles | مئة ألفٍ هي ذات الفدية التي طلبها في عمليّته الأخيرة التي أُعتقل في إثرها. |
Henüz kurulun istediği referans mektubunu yollamadı. | Open Subtitles | لم يرسل بعد رسالة التوصيه التي طلبها الملجلس |
İstediği şeyi yapma konusunda başka hiçbir şansın yoktu. | Open Subtitles | وأنت لم يكون لديك خيار آخر سوى قبول طلبها |
Monroe'nun amcasının istediği 100,000'i bizim için bulabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك جلب مائه الف دولار لنا التي طلبها عم مونرو؟ |
Daha önce hamburger görmemiş olan normal bir insan altı dilde sipariş verebilir mi? | Open Subtitles | حسنا الشخص الطبيعي الذي لم يرى هامبرجر في السابق يستطيع طلبها ب6 لغات |
Çalınmış bir kart numarası ve Philidelphia'da bulunan kontörlü hattı olan bir telefondan sipariş edilmiş. | Open Subtitles | لقد تمكنت من تتبع البطاقة الإتمانية انها بطاقة مسروقة و لقد تم طلبها من |
Belki Mona için sipariş verdi, ama yeni eline geçti. Belki anneler günü içindir. | Open Subtitles | ربما طلبها من اجل مونا، وقد وصلت له الان |
Çok fazla iş var. Diğerleri daha önce istedi. | Open Subtitles | ولدي العديد من الأعمال الكثيرة جدّاً التي طلبها أناس آخرين أوّلاً |
Bizim isteyemeyeceğimiz birinden iyilik istedi diyelim. | Open Subtitles | لنقل أنّها خدمة نحن الإثنين لا نستطيع طلبها |
Onu dinledik, talebi üzerine değişiklikler yaptık. | Open Subtitles | ولقد أنصتنا، وقمنا بعمل تغييرات على طلبها |
Elbette onun isteği doğrultusunda,... üstlerinizle yaptığı anlaşmaın bir parçası olarak. | Open Subtitles | جاءت بسبب طلبها ذلك , وذلك كان جزء من الصفقة مع رؤساءك. |
Ona yardım etmelerini istemiş ve onu reddettiklerinde çok sinirlenmiş. | Open Subtitles | كانت تريد مساعدتهم , وكانت غاضبه عندما ردوا طلبها |
Vali bunu Dallas'taki gösteri için ısmarladı. | Open Subtitles | طلبها المحافظ للإستعراض في (دالاس) |
- Umarım. Sonuçta bir çok özel istek de bulundu; | Open Subtitles | بعد كُل الطلبات الخصيصة التي طلبها |
Şimdi, Anna'ın bir suç kaydı yoktu ve sığınma talep ederken yasalara uygun davranmıştı | TED | الآن، آنا لا تمتلك سجلاً إجرامياً، ولقد اتبعت القانون عند طلبها اللجوء. |