Sana bakınca çok konuşan, sarı ve turuncu bir bulanıklık görüyordur. | Open Subtitles | بالنسبة لها,أنتِ شيئاً طمس برتقالى أصفر مهتار |
Kırmızı bir bulanıklık ve sert bir rüzgar vardı sadece. | Open Subtitles | كان مجرد طمس الأحمر وعاصفة من الرياح. |
DPI detaylarını azaltıyorum ve bulanıklık çözücü ekliyorum. | Open Subtitles | زيادة d.P.I. التفاصيل وإضافة عامل تصفية دو طمس. |
Şimdi, bunun şans eseri mi yoksa kasıtlı mı tahrip edildiğini biliyor muyuz? | Open Subtitles | هل نعتقد أن هذا بالمصادفة أم أن طمس القلب مقصود ؟ |
Arada bir yasal ayrımların tahrip edildiğini ve sıra dışı, akıl almaz yöntemlerin kullanıldığını İdare'nin de yasaklamasına rağmen kullanıldığını kabul edin. | Open Subtitles | أنت تقبل، عرضا... طمس الفوارق القانونية... واستخدام المتطرف، تدابير لا يمكن تصورها... |
- Şu kırmızı bulanıklık mı? | Open Subtitles | ذلك طمس الحمراء؟ |
Devir sayacı hala bir bulanıklık | Open Subtitles | عداد دوران المحرك لا يزال طمس |