Bana kalırsa, Custer'ın yerlilere olan nefreti ve hırsı birleşmişti. | Open Subtitles | في أعتقادي أن كراهية "كوستر" للهنود و طموحه أجتمعوا عليه |
Ama aşırı hırsı onu yükselttiği gibi düşürecek de. | Open Subtitles | .لكن طموحه العالي بينزله بسرعه على قد ارتفاعه |
O iyi biri ama aynı zamanda gerçek amacı yanlış yönlendirilmiş hırsı yüzünden gölgelenmiş. | Open Subtitles | إنّه رجلٌ صالح، ولكنّ هدفه الحقيقي قد غشي عليه، بسبب طموحه المضلّل |
Biraz daha içse ve daha az hırslı olsa... birçok hayat kurtulurdu. | Open Subtitles | كان بإمكانه أن ينقذ الكثيرين عن طريق إكثاره من الشراب والحد من طموحه الشديد |
hırslı olmayan kadınlar grubu içine onu dâhil etmek ne işe yarar ki? | Open Subtitles | ما الفعل الجيد لفعل ذلك نضعه فى مكان مع مجموعه من النساء الغير طموحه |
Bu son hırsını yerine getirdi, ama kalbinde daha çok boşluk hissetti. | Open Subtitles | حقق طموحه ولكن قلبه أصبح فارغاً أكثر مما مضى |
5 YIL SONRA, YENİ KOLONİSİNİ SÖMÜRME HIRSIYLA BÜYÜK BORCA GİRDİ. | Open Subtitles | وبعد خمسة سنوات غرق في ديونه جرّاء طموحه في استثمار مستعمرته الجديدة |
Siyasal hırsları olmasının karşılığı. | Open Subtitles | هذا ما يحصل عليه نتيحة طموحه السياسى |
Evet ama benim istifa edip tek hedefi bölge savcısı ofisinin haksız tutuklaması ve mahkûmu ihtiyatsız tehlikeye sokması üzerine dava açmak olan bir suçlu savunma avukatı olarak yeni bir kariyer edinmemi istemiyorsan o burada bir gün daha kalmaz. | Open Subtitles | -أجل، لكنّه لن يمكث هنا يومًا آخر . إلّا إذا وددتني أن أستقيل وأمارس عملًا جديدًا مثيرًا... كمحامية دفاع عن مجرم طموحه الأوحد هو... |
Ancak eski tutkusunun döndüğünü hissetti. | TED | لكنه شعر بكل طموحه القديم لعودتها.. |
hırsı, büyük bir bilim adamı olarak bilinmek istiyor, | Open Subtitles | وقال طموحه انه يريد أن يكون معروفا كعالم عظيم |
Onun hırsı da tüm bu kağıtları bu gece okumak. | Open Subtitles | إن طموحه هو قراءة أوراقكم بأكملها... الليلة. |
İmparatorluk kurma hırsı limitsizdi denilebilir. | Open Subtitles | وقيل أن طموحه الإمبراطوري كان بلا حدود |
George'u aç gözlülüğü ve hırsı yönetiyor... | Open Subtitles | جورج يقودها بواسطة طموحه و جشعه |
Ancak hırsı ve açgözlülüğü şu an için çıkarlarımı gözetiyor. | Open Subtitles | لكن طموحه وجشعه يخدمان مصالحي جيدًا |
O hırsı yüzünden bana ihanet etti | Open Subtitles | خانني من اجل طموحه |
Aidan, kadın akıllı, hırslı ve beğendiği herhangi bir şeyin kalıbına sokabilirsin. | Open Subtitles | ايدن, انها تتسم بالذكاء و طموحه و اي شيء تحبه يمكنك ان تقنعها به |
Senin güzel, yetenekli ve hırslı bir iş kadını olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انا اعلم انكِ جميلة وذكية وسيدة اعمال طموحه |
Bu hırslı ve kanunsuz çeteciler çok kurnazdılar. | Open Subtitles | هذا كان طموحه الخروج من القانون كانوا الماكرين |
hırsını ulusal güvenliğin önüne koymayacaktır. | Open Subtitles | لن يضع طموحه أمام الأمن القومي |
hırsını besleyen sana olan aşkıydı. | Open Subtitles | حبه لكِ من عزز طموحه. |
5 YIL SONRA, YENİ KOLONİSİNİ SÖMÜRME HIRSIYLA BÜYÜK BORCA GİRDİ. | Open Subtitles | بعد خمس سنوات، تراكمت عليه الديون الكثيرة" "بسبب طموحه لإستغلال مُستعمرته الجديدة |
Kardeşin hırsları için seni orospu yaptı. | Open Subtitles | ..أخيك جعلك عاهرة لخدمة طموحه |
Evet ama benim istifa edip tek hedefi bölge savcısı ofisinin haksız tutuklaması ve mahkûmu ihtiyatsız tehlikeye sokması üzerine dava açmak olan bir suçlu savunma avukatı olarak yeni bir kariyer edinmemi istemiyorsan o burada bir gün daha kalmaz. | Open Subtitles | -أجل، لكنّه لن يمكث هنا يومًا آخر . إلّا إذا وددتني أن أستقيل وأمارس عملًا جديدًا مثيرًا... كمحامية دفاع عن مجرم طموحه الأوحد هو... |
Sonra siradaki tutkusunun sizler oldugunu anladim. | Open Subtitles | بعد ذلك ادركت ان طموحه التالي كان... ... انتِ |
Bir yıl sonra ise tutkuları, O'nun yönünü Rodos adasına çevirdi. | Open Subtitles | وبعدها بعام تحول طموحه إلى جزيرة رودس |