| Annesine karşı sürekli aile içi şiddet uyguladığı çağrısı alıyoruz. | Open Subtitles | كنا نستجيب لشكوى العنف المنزلي طوال الوقت في منزل والدته |
| Fısıltılar... Onları sürekli duyabilirsin. | Open Subtitles | الهمسات , يمكنك أن تسمعيها طوال الوقت في الليل |
| Komşularımızla sürekli asansörde karşılaşırız, ama size hangi dairede kaldıklarını söyleyemem. | Open Subtitles | نحن نرى جيراننا طوال الوقت في المصعد لكنني لم أستطع قول أي شقة يعيشون بها |
| Arkadaşlarım lisedeyken sürekli yaparlardı bunu. | Open Subtitles | أصدقائي اعتادوا أن يفعلوا هذا طوال الوقت في المدرسة الثانوية |
| Avlu kapısını sürekli açık tutuyorum. Ne olur ne olmaz diye. | Open Subtitles | اترك باب الفناء مفتوح طوال الوقت في حال عودتها. |
| Çok ilginçtir ama sürekli olan bir şey. | Open Subtitles | هذا يحصل طوال الوقت , في الواقع , و هو شي غريب |
| Kodesteyken sürekli bundan söz ederdi. | Open Subtitles | كان يتحدث عنه طوال الوقت في الزنزانة |
| Havaalanı lobisinde sürekli bana bakıp duruyordu. | Open Subtitles | كان يحدق بيّ طوال الوقت في المطار |
| Bayiliğe sizlerinki gibi donatılmış Hummer'lar isteyen müşterilerimiz geliyor sürekli. | Open Subtitles | أتعلم , نحن لدينا زبائن طوال الوقت "في الوكالة التي توردها "هامرز . أمثالك |
| Yüreğim sızlıyor. Yatağımda ağlıyorum sürekli. | Open Subtitles | أنا أبكي طوال الوقت في السرير وحدي |
| Ofiste sürekli yalnızsınız. | Open Subtitles | أنت بمفردك معها ، طوال الوقت في المكتب |
| sürekli hislerden bahsetmek yerine futbol oyunu oynayıp pizza yediğin ve sarılmanın şart koşulmadığı uyumlu bir ilişki yaşadığını düşünsene. | Open Subtitles | تخيل أنك في علاقة ، وبدل أن تقضي طوال الوقت في الحديث عن المشاعر فإنك تقضي الوقت بالتمتع بألعاب الفيديو ، وتناول البيتزا ثم تمارس الجنس وتعود إلى جهتكَ من السرير لتخلد إلى النوم دون حاجةٍ للعناق |
| Ayrıca... evdeyken sürekli otuz bir çekiyorum. | Open Subtitles | والاستمناء طوال الوقت في منزلي. |
| Kamptayken sürekli Bobby'i arıyorlardı. | Open Subtitles | "يتصلون بـ(بوبي) طوال الوقت في مخيّم النوم." |
| Bir arkadaşım sürekli Tyrone'la takılır. Aşağı Sullivan'da. | Open Subtitles | ثمة صديقي ليّ يتسكع مع (تايرون) طوال الوقت في (سوليفان). |
| Çocukken Dante ile ikimiz sürekli kavga ederdik. | Open Subtitles | (دانتي) وأنا كنا نتقاتل طوال الوقت في طفولتنا |