Eski yıkım atıklarından yapılmış cam, moloz, beton içeren tuğlalar var. | TED | هذا في الحقيقة طوب مصنوع من نفايات الهدم القديمة، التي تشمل الزجاج والركام والإسمنت. |
Kuğuya sarılmış altın tuğlalar yiyecek. | Open Subtitles | سوف تأكل طوب من الذهب ملفوفه في.. تعلمون بجع حسنا. |
Peynirden tuğlalar ve tekerlekler devam ettiği sürece huzur, sevgi ve kardeşlik vardı. | Open Subtitles | طوب من الجبن، وعجلات من الجبن والسلام والمحبة والإخاء |
Bayan Scratchit, Minik Tom 95 kilo ve tuğla hela gibi bir şey. | Open Subtitles | سيدة سكرتشيت, إن توم الصغير يزن 15 حجراً وهو بشدة طوب المراحيض. |
Manzarasında ortada bir tuğla ve acayip çekici bir bar var. | Open Subtitles | إنه مطعم وملهى منظر قبة , وجدار طوب ظاهر وحانة منقوشة يدوياً |
Topkapı Sarayı muhteşem bir yer, dünyanın gördüğü en güçlü Müslüman İmparatorluğunun merkezi. | Open Subtitles | ،هذا قصر "طوب كابي" الرائع المركز العصبي لأقوى إمبراطورية مسلمة شاهدها العالم على الإطلاق |
terliyor, yapılı, b.ktan bir evin tuğlası gibi, bıçağını çekiyor, 30 cm. uzunluğunda... ve bana doğru olabildiğince hızlı koşmaya başlıyor. | Open Subtitles | و هو يتعرق, و بنيته كبيت طوب برازي يخرج سكينا, طولها 12 إنشا و ثم يبدأ بالركض تجاهي بأسرع ما يستطيع, و هو هكذا |
Seninle evli olduğunu hatırladı bunu unutmak için kafasına tuğlayla vurdu. | Open Subtitles | ماذا حدث؟ لقد تذكر انه كان متزوج بك لذلك حاول ان ينتزع ذلك من ذاكرته بواسطة قالب طوب |
Taşımak için tuğlalar, kazmak için kürekler. | Open Subtitles | انظر، طوب ليحملوه، معاول للحفر. معاول. |
Bunlar, orijinal tuğlalar. | Open Subtitles | إنه طوب آجر أصلي. |
- Pencerelerle tuğlalar arasına sıkıştık. | Open Subtitles | نوافذ و طوب |
tuğlalar mı? | Open Subtitles | طوب! |
Yeni manyetik tomografi tarayıcıları portatif ve tuğla bir duvardaki silahın üzerindeki parmak izlerini okuyabilecek kadar kuvvetli. | Open Subtitles | الماسِحات المغناطيسية للرسم السطحي محمولة وبقوة كافية للحصول على بصمة يد على سلاح بداخل طوب الحائط. |
Adam işine gitmeye yola koyuluyor ve bir bakıyor ki birisi arabasının dört tekerleğini çalıp, yerlerine tuğla koymuş. | Open Subtitles | خرج إلى العمل ورأى شخص ما يسرق عجلات سيارته ووضع بدل عنهم طوب |
Tahminlere göre şimdiye dek 400 milyar tuğla yapıldı -- dünyadaki her kişi başına 75 tuğla. | TED | ويقدر أنه تم إنتاج 400 مليار طوب -- أو 75 طوبا لكل شخص على الكوكب. |
Ming hanedanı 1368'de kontrolü ele geçirdikten sonra, yerel tuğla ocaklarında üretilen tuğla ve taşlar kullanarak surları güçlendirmeye ve daha da sağlamlaştırmaya başladılar. | TED | بعدما تمكنت سلالة المينغ من السيطرة عام 1368 بدأوا بإعادة تحصين و مواصلة تدعيم الجدار بإستخدام طوب و حجارة من أفران محلية. |
Merkezi Topkapı'da olan Süleyman'ın idaresi, 16. yüzyılda İslam İmparatorluğuna istikrar getirdi ve bu pek çok halefini ve günümüzdeki yöneticileri imrendirdi. | Open Subtitles | ،"في منتصف "طوب كابي إدارة "سليمان" الإمبراطورية جلبت الاستقرار لإمبراطوريته المسلمة في القرن السادس عشر، سيحسده عليها |
Eroin tuğlası."sıcak teneke çatıdaki kedi"den bir tuğla? | Open Subtitles | طوب من الهيرويين. طوب من فيلم "كات اون أهوت تين روف" |
O zaman uzun süredir dışarıdaydım. Bir kızın suratına tuğlayla vurdun. | Open Subtitles | انت ضربت وجه فتاة بقالب طوب |