Ve burası Kanada olduğu için rica etmeniz yeterli, gönüllü gerçekleşebilir. | TED | ولأنّها كندا، فيمكنك بكل بساطة أن تطالب بذلك، يمكن أن يكون طوعًا. |
Orada gönüllü olarak polisle konuşacak birini bulmak zor olacak. | Open Subtitles | سيكون أمرًا صعب لإيجاد شخص ما ليتكلم طوعًا إلى شرطي هناك |
Yüce bir kişinin gönüllü olarak kendini feda etmesi binlerce insanın kellesini almaktan çok daha güçlü bir şeydir. | Open Subtitles | .. التضحية طوعًا من روحٍ عظيمة واحدة .. أقوى بكثير من قتل بضعة آلاف من القطيع البشري |
Bu programa herkes gönüllü olarak çıkar. | Open Subtitles | جميع من يأتي على البرنامج يأتون طوعًا. |
Bu sebeple, insanlar kendi isteğiyle bunlara sahip olmak isteyebilir. | TED | وعند هذه المرحلة ، شخص ما قد يرغب ربما بالحصول على طرف صناعي طوعًا. |
Kil, yaptıklarından pişman olduğu için eve geri döndü. Ve gönüllü olarak hücre hapsine girdi. | Open Subtitles | ندم (كيلوا) على ما فعل، ودخل طوعًا الحبس الإنفراديّ. |
Biz gönüllü yaparız. | Open Subtitles | نعمل ذلك طوعًا. |
gönüllü ne demek, biliyor musun? | Open Subtitles | تفهمين ذلك، طوعًا. |
Brubaker ve Colin Baylor gönüllü olarak bağlandılar ve minimum direnç ile öldüler. | Open Subtitles | كلًا من (بروبيكر) و (كولن بيلر) تم تقييدهما طوعًا وقتلا بمقاومة قليلة. |
kendi kararımla ölmek istiyorum bu yüzden öleceğim günü kendim seçtim. | Open Subtitles | لم أودّ أن يختطفني الموت كرهًا، لذا اخترت يومًا أموت فيه طوعًا. |
Bize ifade vermek için kendi isteğinle buraya gelmişsin. | Open Subtitles | آتيت إلى هنا طوعًا لنفسك لتُدلي لنا بهذه الإفادة |