Şimdi ve biraz sonra da belirteceğim gibi bunu sadece garip biri olduğum için sorgulamıyorum, bu sorgulama çok uzun ve hatırı sayılır bir tarihe sahip. | TED | ولا بد أن أقول الآن، سأقولها لاحقًا، ولكني لا أريد أن أرفضها لأني غريب الأطوار، ولكن هذا الرفض له تاريخ طويل و مميز. |
Bir kareyi alın. Ortadan katlayın, ortadan katlayın, tekrar katlayın, uzun ve dar olana kadar, ve bunun sonunda deriz ki, bu bir kulak. | TED | خذ مربع، أطويه من النصف و أطوي النصف المطوي كذلك إلى أن يصبح طويل و ضيق، وبعد ذلك سنرى في النهاية، ذلك الجنيح |
Yakında bücür ve şişko olmaktan kurtulup iri yarı, uzun ve bir öküz kadar güçlü olacaksın. | Open Subtitles | قريباً , بدلاً من أنك قصير وسمين ستصبح طويل و كبير و أقوى من الثور |
Lütfen uzun ve başarılı bir evlilik için en sıcak dileklerimizi kabul edin, Rita ve Rupert. | Open Subtitles | من فضلك تقبل أعمق تهانينا ريتا و جورج لزواج طويل و سعيد |
Peki, Uzun boylu, sarışın, sevimli ve atletik vücutlu mu? | Open Subtitles | حسنا إِنَّه طويل و أشقر ولطيف ويشبه بعض الشىء العَدَّاء |
Bu, 1985'te de var olan uzun ve eğimli bir yol. | Open Subtitles | إنه امتداد طويل و سيكون موجوداً حتى عام 1985. |
MOE'NUN BARI Superbowl turnuvasına giden yol uzun ve anlamsızdır. | Open Subtitles | أن الطريق إلى كاس الكرة طويل و بدون إشارات |
İki şirketimizin uzun ve başarılı evliliklerine. | Open Subtitles | نخب زواج طويل و سعيد ـ و نخب الشركة ـ هل أنت بخير ؟ |
uzun ve başarılı bir evliliğe iki şirket arasında. | Open Subtitles | نخب زواج طويل و سعيد ـ و نخب الشركة ـ هل أنت بخير ؟ |
Bizimle görüştüğünüz için sağolun ama yolumuz uzun ve bir vardiyayı daha kaçırmak istemem. | Open Subtitles | أقصد, أناأقدرلكِ رؤيتكِلنا, لكن الطريق طويل و لا يمكنني أن يفوتني دورية أخرى |
Her tarafın ağrıyor olmalı. Oldukça uzun ve aslına bakarsan hayal kırıklığıyla dolu bir gün geçirdim. | Open Subtitles | لقد تعرضت ليوم طويل و مخيب للآمال نوعاً ما |
Amerikan yerlilerinin istismarıyla ilgili uzun ve hatrı sayılır bir süreçtir. | Open Subtitles | إنه طويل و جدير بالتذكر فصل حول إستغلال الأمريكيين الأصليين |
Ortaçağa ait işkence tekniklerinin uzun ve ağır bir geçmişi var. | Open Subtitles | تقنيات تعذيب من القرون الوسطى لها تاريخ طويل و عميق |
Birinin yüzü yaralı, diğeri de uzun ve zayıf. | Open Subtitles | أحدهما قصير بندبة على خده ، والآخر طويل و رفيع |
uzun ve ateşli bir konuşmayla ben de onun kalbini kırmak istiyorum. | Open Subtitles | و الآن أنا أريده أن يتألم أيضا بحوار طويل و ساخن |
Elim boş dönemeyecek kadar uzun ve çok çalıştım. | Open Subtitles | لقدْ عملتُ هنا لوقتٍ طويل و بجد و لنْ أُغادر خالي اليدين |
Çünkü ne zaman gerçek Kral , Kılıcını çıkardı o, uzun ve parlak oldu ve Aşama Kral Bunun boyutunda titreme yoktu. | Open Subtitles | لان عندما الملك الحقيقي امسك سيفه كان طويل و لامع وتفاجأ الملك البديل بحجمه |
Yazılım inanılmaz uzun ve karışık olurdu değil mi? | Open Subtitles | سيكون البرنامج طويل و معقَّد بشكلٍ لا يعقل صحيح؟ |
Uzun boylu ve güçlü ve kalbini yumuşatan bir gülüşü var. | Open Subtitles | ... إنه طويل و قوي و لديه إبتسامة ستفطر قلبيكما ... |
Gideli çok uzun süre oldu ama hala onu düşünüyorsun. | Open Subtitles | لقد اختفت منذ وقتاً طويل, و لا زلتي تفكرين بها |
..ve uzunca bir süre sadece ben vardım.. ..sırt çantam ve kurupastalarım.. | Open Subtitles | لوقت طويل و إقتصرت عليّ و حقيبة الظهر و كيس من المعجّنات |
Burada, önünde uzun bir yürüyüş ve zorlu bir savaş olan... kardeşlerinin arasındaki özgür bir adam olmayı... çalışmadan semirmiş, etrafı kölelerle çevrili... | Open Subtitles | انا بالأحرى سأكون هنا رجل حر بين الاخوة نواجه كفاح طويل و صراع قاسي على أن أكون أغنى مواطن في روما |