Küçük bir masada oturup orada yaptıklarınızın komik olabileceğini düşündük. | Open Subtitles | ظننا أنه سيكون من المضحك... أن نقوم بحلقة كاملة... ... |
Para senin ve ailen için, ama... savunmaya harcanmasının daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | المال لك ولعائلتك ولكن ظننا أنه من الأفضل أن يذهب لفريق الدفاع |
Biz gay Cumhuriyetçiler olarak hepimizin bir araya gelerek farklılıklarımızı değil de benzerliklerimizi göstermenin iyi bir fikir olacağını düşündük. | Open Subtitles | كشواذ جمهوريين, ظننا أنه من الممكن فكرة حقاً جيدة إذا إجتمعنا و أرينا العالم تشابهاتنا وليس إختلافاتنا |
Önemsiz bir düşüş sanmıştık, ama artık konuşamıyor ve hareket edemiyor. | Open Subtitles | ظننا أنه مجرد سقوط لكنه لا يمكنها التحرك أو التحدث الآن |
Mücevherleri takması bankada saklamamdan daha eğlenceli olur diye düşünmüştük sadece. | Open Subtitles | ظننا أنه من الأفضل أن ترتديها فضلاً عن إيداعها فى المصرف |
Buna iş bulmak için çıktık o muhteşem malikaneyi görünce ulan dedik, bahçıvan falan arıyorlar mı. | Open Subtitles | كنا نبحث عن عملٍ له عندما رأينا القصر ظننا أنه لربما كانوا ليوظفونه كبستاني أو شيء من هذا القبيل |
Alkol ve uyuşturucu çekiciliğini kaybederse daha az ilgi duyar, diye düşündük. | Open Subtitles | ظننا أنه إن أزلنا غموض المخدرات و الكحول سيقلل منها |
Başta seri katil olabileceğini düşündük. | Open Subtitles | في باديء الأمر ظننا أنه قد يكون قاتلاً متسلسلاً |
O zaman biz düşündük ki, polis ortaya çıkarmadan... sizlerden biri biliyor ve itiraf etse iyi olacak. | Open Subtitles | لذلك ظننا أنه .قبلأن تأتيالشرطة. واحدة منكن تعترف ومن الأفضل لها أن تعترف |
Onun için en iyisinin, aileden birinden duyması olacağını düşündük. | Open Subtitles | ظننا أنه من الأفضل لها أن تسمع الأمر من أحد أفراد العائلة |
Bunu aileden birinden duymasının en iyisi olduğunu düşündük. | Open Subtitles | ظننا أنه من الأفضل لها أن تسمع الأمر من أحد أفراد العائلة |
Onunla konuşmuş olabileceğini düşündük. Çünkü o kişinin kim olduğunu öğrenmiş olabilirsin. | Open Subtitles | ظننا أنه ربما كنت تتكلم معه فقد تكون اكتشفت من يكون ذلك الشخص. |
Onunla konuşmuş olabileceğini düşündük. Çünkü o kişinin kim olduğunu öğrenmiş olabilirsin. | Open Subtitles | ظننا أنه ربما كنت تتكلم معه فقد تكون اكتشفت من يكون ذلك الشخص. |
Hepimiz eğlenceli bir şey olacağını düşündük. | Open Subtitles | أعنى أننا جميعا ظننا أنه سيكون أمرا مسليا ومضحكا لنفعله |
Kişisel olarak sorunlarımız ortaya çıktığında, ...profesyonel olarak hala devam edebiliriz sanmıştık. | Open Subtitles | تعلم, حالما توقفت علاقتنا الشخصيه ظننا أنه يمكن أن تنجح علاقتنا المهنيه |
- Seni yakaladığını sanmıştık. - Hayır iyiyim. Hadi şu işi yapalım. | Open Subtitles | لقد ظننا أنه وصل إليك لا أنا بخير أنا بخير لنفعل هذا |
Kontrolümüz altında tutarsak tehlikeyi daha aza indirgeyebileceğimizi sanmıştık. | Open Subtitles | ظننا أنه يمكنا تقليل الخطر بوجوده تحت تحكمنا |
Onun yalan söylemekte kötü olduğunu düşünmüştük ama belki de değildi. | Open Subtitles | لطالما ظننا أنه سيءٌ بالكذب لكن ربما أنه ليس سيئًا بالكذب |
Biz gerçekten herkesin onu beğeneceğini düşünmüştük, ama siz beğenmeseniz de, uygun gördüğümüz şekilde dekorasyon yapma hakkımız olduğuna umarım saygı gösterirsiniz. | Open Subtitles | لقد ظننا أنه يُعجب الناس ولكن إن لم يُعجبكم .. نأمل أن تحترمون حقّنا بتزيينه كما نرى |
Bilemiyorum o evin parasını nasıl ödeyebileceğimizi düşünmüştük. | Open Subtitles | لا أعلم كيف ظننا أنه يمكننا تحمّل نفقة بيت كبير |
İngiliz olabilir dedik, şuçlu çocuklar okuluna gitmiş olabilir dedik. | Open Subtitles | لقد ظننا أنه بريطاني واعتقدنا أنه قضي بعض الوقت في إصلاحية |
Ne yapılacağına senin karar vermeni istedik. | Open Subtitles | ظننا أنه يجب عليكِ أن تتخذي قرارك |