"ظن أن" - Traduction Arabe en Turc

    • olduğunu düşündü
        
    • sanmış
        
    • olduğunu düşündüğü
        
    • olduğunu sanmıştı
        
    • sanıyordu
        
    • olduğunu düşünüyor
        
    • olduğunu düşünmüştü
        
    • olduğunu düşünüyordu
        
    Mezuniyet hediyen. Pinyatanın içine koyacaktım ama baban böylesinin daha şık olduğunu düşündü. Open Subtitles هدية تخرجكِ، كنت سأضعها في البنيادا لكن والد ظن أن هذه طريقة أكتر لباقة.
    Herkes büronun şaka olduğunu düşündü. Ama 2. Open Subtitles الكل ظن أن الوكالة كانت مهزلة, ما عدا الدخلاء...
    Önce onu görememiş, ve odanın boş olduğunu sanmış. Open Subtitles في البداية لم يقدر على رؤيته و ظن أن الغرفة خالية
    Tehlikede olduğunu düşündüğü için ateş etti. Open Subtitles أطلق النار لأنه ظن أن حياته في خطر
    Giyotin fabrikasına yapılan yolculuğun eğlence için olduğunu sanmıştı ama onu vurmam için ideal bir yerdi. Open Subtitles ظن أن الرحلة لمصنع المقاصل كانت للمتعة فحسب لكنه كان المكان المثالي لقتله
    Herkes babamı sert biri sanıyordu ama hakkını yiyemem. Open Subtitles الجميع ظن أن أبي هو ذو القلب المتحجر لكن أقول أنه أنتِ
    Bir çeşit kız kavgası olduğunu düşünüyor. Open Subtitles ولكنه ظن أن الأمر كان شجاراً نسائياً.
    O paslı kamyonun satış noktası olduğunu düşünmüştü. Open Subtitles لقد ظن أن تلك الشاحنة الصغيرة الصدئة كانت نقطة بيعيه جيدة
    Mutfakta bulunan kan çok fazla değildi ve Reichman onun kanı olduğunu düşünüyordu. Open Subtitles لم يكن هناك دم كثير فى المطبخ و "رايكمان" ظن أن هذا الدم يخصه
    Elbette Will, Matthew' in da bir rehine olduğunu düşündü. Open Subtitles بالطبع ويل ظن أن ماثيو كان رهينة
    Copilot Robert'tan helikopteri indirmesini istedi ve Robert inmenin çok tehlikeli olduğunu düşündü. Open Subtitles مساعدالطيارأراد(روبرت)أنيهبطبالمروحية, و (روبرت) ظن أن هذا الوضع خطر
    Delilik olduğunu düşündü. Open Subtitles ظن أن الأمر ضرب من الجنون.
    Bir çoğu çocuklarının, 'farklılıkların üstesinden nasıl gelinir' üzerine önemli bir sporcunun konuşmasını dinleyeceğini sanmış. Open Subtitles العديد منهم ظن أن ابنه كان سيسمع خطبة خاصة حول التغلب على المصيبة
    Günah çıkartma sırasında. Papazın casusluk yaptığını sanmış. Open Subtitles أثناء الإعتراف ، ظن أن الكاهن مخبر
    Birimiz boğuluyor sanmış. Open Subtitles لقد ظن أن أحدنا غرق، عندها عندما...
    Tehlikede olduğunu düşündüğü için ateş etti. Open Subtitles أطلق النار لأنه ظن أن حياته في خطر
    Hayatımın değersiz olduğunu düşündüğü halde. Open Subtitles حتى عندما ظن أن حياتي لا قيمة لها.
    Herkes göz yaşlarımın onun için olduğunu sanmıştı. Open Subtitles الكل ظن أن دموعي كانت من أجلها
    İlk konuşmada, Gabriel'in bir atlet olduğunu sanmıştı. Böyle düşünmesi için, o da atlet olmalı. Open Subtitles وفي أول مكالمة، ظن أن "جابرييل" رياضي عادة ما يتعرف الرياضيين على بعضهم
    Bugün evde yalnız olduğunu sanıyordu, böylece mağaraya, onun yanına gitti. Open Subtitles لقد ظن أن المنزل خالي لذا نزل إليها هناك
    Normal bir evde rahat rahat yaşamak varken burada yaşamanın delice olduğunu düşünüyor. Open Subtitles ظن أن من الجنون أن نعيش هنا -في حين يمكننا أن نرتاح في بيت عادي
    Baron von Strucker, Sunil Bakshi'nin bu mevkiiye hizmet verebilecek derli toplu biri olduğunu düşünmüştü. Open Subtitles (بارون فون ستراكر) ظن أن (سونيل باكشي) كان مستعدا لأداء خدمة بهذه القدرة،
    Davey, Lucky'nin harika olduğunu düşünüyordu. Open Subtitles ديفي ظن أن لاكي كان رائعا للغاية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus