Buraya ondan özür dilemek ve geri kazanmaya çalışmak için geldim. | Open Subtitles | لذلك جئت هنا للعثور عليها ، الاعتذار، في محاولة والفوز ظهرها. |
Allah bilir hayat sana ne zaman sırtını dönecek | Open Subtitles | و الله يعلم يا بنيتي متي ستدير لك الحياه ظهرها |
sırtında şok tabancası izleri var ve yüzünün sol tarafı kesilmiş. | Open Subtitles | علامات الصعق على ظهرها, الجانب الايسر من وجهها منزوع من مكانه |
Kadın kendisinin adam bıçaklayan halinin kocaman dövmesini yaptırmış sırtına. | Open Subtitles | اعني , لديها وشم على كامل ظهرها وهي تطعن شخصا |
sırt çantasını tuğlayla doldurup Baston Şeker Nehri'ne atmak istiyorum Dora'yı. | Open Subtitles | و يهمني ان أملأ ظهرها مع الطوب ورميها في حلوى النهر |
Bu Presidential Rolex saatin Arkasında... niye benim adımın baş harfleri var? | Open Subtitles | . كيف تعتقد أن هذه الروليكس الرئاسيه علي ظهرها حروف اسمي الأولى؟ |
Seyirciye Sırtı dönük bir şekilde poz verdirdim. | TED | لذلك جعلتها في تقف موجهة ظهرها للجمهور. |
Annem beni okula bıraktığı zamanlar okulda olacağımı sanıyordu, bense o arkasını döner dönmez bir U dönüşü yapıp kaçıyordum ve bahçenin arkasındaki kulübeye saklanıyordum. | TED | لذلك عندما كانت والدتي تأخذني إلى المدرسة كانت تعتقد أنني كنت في المدرسة كنت أخذ منعطفا عندما تدير ظهرها وأركض وأختبئ في سقيفة خلف الحديقة. |
Orada bir kız vardı, küçük kardeşi arkasına sarılmış. | Open Subtitles | كان هناك بنتٌ واحدة كان عِنْدَها أختُها الصَغيرة ملفوفة على ظهرها |
sırtındaki yara izlerine benim bile bakmama izin vermedi. | Open Subtitles | لدرجة انني لم يكن مسموحا لي بان اري الندوب فى ظهرها |
Bütün hayatım boyunca beni koruyan tek insanı sen geri gönderdin. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي اعتنى بي طيلة حياتي جعلتيها تدير ظهرها لي |
Hayır, onu başlangıca geri götürüyordum efendim. | Open Subtitles | لا، كنت أخذ ظهرها إلى بداية، يا صاحب الجلالة. |
Istırabını gizlemek için anti depresan haplar yutan türden bir kimseysen ve kocalarına sırtını dönen ve çocuklarını ihmal eden insanlardan isen, Hayattaki bütün muhtemel avantajlara sahip olmasına rağmen terakki etmeyi arzu etmeyen biriysen, ölüm bir sürpriz parti değildir. | Open Subtitles | .. و تولى ظهرها لزوجها ,و تهمل أولادها بالرغم من وجود فرص فى الحياة و لكن تختار ألا تستغل أي منهم |
İnsanların düşünceleri yüzünden arkadaşlarına sırtını dönen türden biri değilim. | Open Subtitles | لحياتك المهنية الجديدة أنا لست من النوع التي تدير ظهرها لأصدقائها بسبب ما سيظنه الناس |
Daha sonra da sadece 5-6 yılda bir yeni bir bebeği olur, bebeğin büyümesi sırasında geçen uzun bir çocukluğu vardır, gece annesiyle yatar, annenin sırtında gezer. | TED | بعد ذلك تضع مولودا كل خمس أو ست سنوات، فترة طويلة من التبعية في مرحلة الطفولة عند تنشئة الطفل، ينام مع الأم في الليل، ويركب على ظهرها. |
Almanların sırtında bıraktığı o korkunç izleri görelim. | Open Subtitles | دعونا نرى هذه الندوب فى ظهرها والتى سببها لها الالمان تلك الندوب الفظيعه |
sırtına bir hedef tahtası koydun ve birilerini ateş etmeye davet ettin. | Open Subtitles | لقد وضعتم لوحة لتسديد الأهداف على ظهرها ودعوتم شخصاً ما للتصويب نحوها |
Sokaklarda yiyecek bulmak için gezinirdim, ve küçük bir çocuğu gördüğümü hatırlıyorum annesinin sırtına bağlanmış cips yiyordu ve cipsleri ondan çalmak istedim. | TED | و أمضي في الشوارع بحثاً عن الطعام و أتذكر مشاهدة طفل صغير تحمله أمه على ظهرها يأكل رقائق البطاطا و كنت أريد سرقتها منه |
Yakınındaki yüzeylerde tırnaklarını bilemek onları kondisyonda ve hazır tutarak, sırt ve bacak kaslarını esnetmelerine ve biraz da stres atmalarına yardımcı olur. | TED | شحذ مخالبها على الأسطح القريبة يبقيها مستعدة ومتأهبة، ويساعدها على مد ظهرها وعضلات أقدامها، و تخفيف بعض الضغط أيضاً. |
Biliyor musun, büyük annemde de bacak ve sırt ağrıları var. | Open Subtitles | أتعرفين، جدتي تشتكي من آلام ظهرها وقدمها أيضا |
Esmer tenli, saçları biçimsiz kesilmiş. Omzunun Arkasında sahibesinin damgası var. | Open Subtitles | سمراء البشرة، وشعرها خشن، وعلامة السخرة على ظهرها من ناحية الكتف. |
Ve yuvarlak bir masanın etrafında Hannah Montana'nın yanına oturdum, ki çoğu zaman Sırtı bana dönüktü. | TED | وجلست بجوار هانا مونتانا على طاولة عشاء مستديرة مع ظهرها نحوي معظم الوقت. |
Karanlık bir gecede arkasını dönmüşken termometresini çalacağım ve kürek kemiklerinin arasına sokacağım. | Open Subtitles | سأفعلها ، فى احدى الليالى الحالكة ، حين تدير ظهرها ، سأنتزع منها الترمومتر و أغمسه بين شفرات كتفها ساعدنى لأفعل ذلك |
Neden biri bu resmi çeksin ve arkasına da isimleri yazsın ki? | Open Subtitles | لماذا قام شخص ما بإلتقاط صوره و كتابة أسماء كل هؤلاء الناس على ظهرها ؟ |
Onu buldum. sırtındaki noktalar kanat gibi görünüyor. | Open Subtitles | لقد عثرت عليها ، وهذه المناطق التي على ظهرها تبدو كالأجنحة |
Sonra yere kapaklandı, sırtının üzerinde tekrar döndü ve tekrar aynı hakereti yapmayı başardı, 12 poundluk bedenini bir kahve masasının altına yuvarladı. | TED | ثم انقلبت واستقرت على ظهرها ومنذ أن فعلت ذلك ، استطاعت فعله مجدداً. تلف وتثني جسدها الذي يبلغ وزنه 12 رطلا تحت الطاولة. |
sırtüstü yatıp bacaklarını açtı... ve tavanı bir güzel ıslattı. | Open Subtitles | فاستلقت على ظهرها ثم قامت بالتبول على جميع أنحاء السقف |
Muhtemelen arkasından gittiğini hiç anlayamadı. | Open Subtitles | وقالت أنها ربما لم أعرفكم قط كانت وراء ظهرها. |
Önü neresi, arkası neresi? | Open Subtitles | ولمَ إستراليا؟ أنت لا تكاد تميز وجهها من ظهرها. |