Bobby ona eski aşkını unutturmayı deneme görevini büyük bir zevkle üstlendi. | Open Subtitles | أخذها على عاتقه بكل سرور في محاولة لمساعدتها على نسيان حبيبها السابق. |
Bu görevi erken yaşta üstlendi; Bana hayatı öğretmek. | Open Subtitles | أخذها على عاتقه في سن مبكرة: |
"Batman Harvey Dent'i öldürmedi, o benim oğlumu kurtardı." "Sonrasında Harvey'in korkunç suçlarını üstlendi." | Open Subtitles | "الرجل الوطواط لم يقتل (هارفي دينت)، بل أنقذ فتاي ثم أخذ على عاتقه ملامة جرائم (هارفي) المروعة... |
Kocan oraya gidiyorsa kendi suçu. | Open Subtitles | إذا كان زوجكِ يختار أن يذهب لهناك ، فهذا يقع على عاتقه. |
Bu onun suçu, benim değil. | Open Subtitles | هذا يقع على عاتقه وليس على عاتقي |
Onları, beslendikleri orman arazisinde çokça olan tehlikelerden korumak erkeğin sorumluluğu. | Open Subtitles | يقع على عاتقه حمايتهم من الأخطار التي تعُج بها أرض الغابة حيث يأكلون. |
Merle'i orada bıraktıysak bu sadece onun suçu. | Open Subtitles | وإن كنا تركنا (ميرل)، فهذا يقع على عاتقه |
Bu sadece o adamın suçu, sadece onun. | Open Subtitles | هذا على عاتقه على عاتقه وحده |
Bu onun suçu. Salma kendini, Watson, çünkü çıkıyoruz. | Open Subtitles | الأمر علي عاتقه (لا تشعري بالراحة يا (واتسون ، نحن علي وشك المغادرة |
- Fusco'yu suçlamayın. Onun suçu değil. | Open Subtitles | -لا تَلُم (فوسكو)، ليس الأمر على عاتقه . |
Peder Bernard'ın yaptığı şey kendi suçu. | Open Subtitles | خطيئة الأب (بيرنارد) على عاتقه لوحده |
Askeri konudaki tüm üzücü gelişmelerin sorumluluğu ona aittir. | Open Subtitles | مسؤولية الشؤون العسكرية للدولة التي حالها لا يرثى لها تقع على عاتقه |
Bu sorumluluğu başka kimse üzerine alamaz. | Open Subtitles | ولا أحد آخر بإمكانه حمل تلك المسئولية .على عاتقه |
Her birimizin gerçeğe karşı kendi sorumluluğu var. | Open Subtitles | كل منا يحمل مسئولية ملقاة على عاتقه بصدد الحقيقة |