Farklı alışkanlıkları, farklı insanları, farklı dinleri, farklı inançları tanıması gerekiyordu. | TED | وقد توجب أن يتعرف على عاداتهم المختلفة، أشخاص مختلفون وديانات مختلفة وعقائد مختلفة. |
Düzgün bir davranış biçimi göstermiyorlar kişisel alışkanlıkları iğrenç. | Open Subtitles | يفتقرون الى البراءة و عاداتهم الشخصية منفرة |
Nerede yaşıyor, alışkanlıkları, hobileri nelerdir. | Open Subtitles | اعرفوا أين يقطنون، ما هيّ عاداتهم. ماذا تكون هواياتهم؟ |
Bu Güneyliler geleneklerine çok bağlıdırlar. | Open Subtitles | فأولئك الجنوبيين دقيقين جداً بشأن عاداتهم |
Şanslıyım ki, geleneklerine göre, ihtiyacı olana yemek ve barınak verilirmiş ve kesinlikle öyle oldu! | Open Subtitles | من حسن حظي ان عاداتهم تملي عليهم انهم يجبُ ان يعطوا الطعام ...والملجأ للمحتاج وكنتُ بالتأكيد كذلك |
Onların alışkanlıklarını, programlarını hatta güvenlik sistemlerini bile biliyordur. | Open Subtitles | كما أنها تعرف عاداتهم الجداولهم الزمنية ، وربما حتى نظم أمنهم |
"Onların alışkanlıklarını öğrendi. | Open Subtitles | "تعلّمت عاداتهم. |
Bilirsiniz, insanların ufak tefek alışkanlıkları vardır. Adamı uyuz eden. | Open Subtitles | أتعلمون كيف يحصلون هؤلاء الناس على عاداتهم الصغيرة التي تحبط نفسيتك؟ |
En büyük endişem onların alışkanlıkları. | Open Subtitles | أنا قلق أكثر بخصوص عاداتهم |
Yüzbaşı, bir adamla konuşmak onların geleneklerine ters. | Open Subtitles | الكابتن، هو ضد عاداتهم للتحدث إلى رجل. |
geleneklerine uymak zorundayız. | Open Subtitles | علينا ان نلاحظ عاداتهم |