Bu sadece bir refleks. Eski bir alışkanlık. | Open Subtitles | ان ذلك فعل غير إرادي فقط عادة قديمة من عاداتي |
Bırakamadığım Eski bir alışkanlık. | Open Subtitles | إنها تعينني على البقاء هادئا وهي عادة قديمة لا يمكنني الاقلاع عنها |
Yalnız denizlerde geçirdiğim gecelerden kalma Eski bir alışkanlık. | Open Subtitles | إنّها عادة قديمة بسبب الليالي الطويلة في البحار المعزولة |
Artık doktor değilsin ama eski alışkanlıklar kolay bırakılmaz, peki ama neden bağımlılık uzmanı olmak için tıp kariyerinden vazgeçtin tabii ki eğer sana yakın birini bağımlılık yüzünden kaybetmediysen. | Open Subtitles | انتِ لاتزاولين تلك المهنة الان ولكنها عادة قديمة لديكِ حتى وان استقلتِ من مهنتك الطبية لتصبحي مرافقة |
eski alışkanlıklar, bilirsiniz. | Open Subtitles | عادة قديمة.من الصعب التوقف عنها |
Eski alışkanlık işte. | Open Subtitles | عادة قديمة. |
Eski alışkanlık işte. | Open Subtitles | عادة قديمة آسف |
Belki de eski bir geleneği uygulamanın vakti gelmiştir. | Open Subtitles | أهي كذلك أنها مليئة بالإسكوتلنديين... ...ربما الوقت حان لنأسس عادة قديمة مرة أخرى |
Gördün mü? Eski bir alışkanlık. | Open Subtitles | إنها عادة قديمة إنها 30 عاماً أيضاً |
Eski bir alışkanlık. Daha gerçek görünüyor. | Open Subtitles | إنها عادة قديمة تجعلك تشعر بواقعية أكثر |
Bu sadece Eski bir alışkanlık. Nefes almak gibi. | Open Subtitles | انها عادة قديمة لدي مثل التنفس تماما |
Evet, Eski bir alışkanlık, bunu hep yaparım. | Open Subtitles | أجل, إنها عادة قديمة أفعلها معظم الوقت |
- Hayır, kesinlikle. - Eski bir alışkanlık. | Open Subtitles | لا , مطلقا - انها عادة قديمة - |
- Hayır, kesinlikle. - Eski bir alışkanlık. | Open Subtitles | لا , مطلقا - انها عادة قديمة - |
Güç sahibi olunca edinilen eski bir alışkanlık: | Open Subtitles | هذه عادة قديمة ملازمة للقوة : |
Kusura bakma ya, eski alışkanlıklar işte. | Open Subtitles | آسف، إنها عادة قديمة |
Affedersin, eski alışkanlıklar. | Open Subtitles | المعذرة , عادة قديمة |
Şu an eski bir geleneği değiştirdik. | Open Subtitles | لقد غيرنا عادة قديمة للتو |