"عادلة" - Traduction Arabe en Turc

    • adil
        
    • dürüst
        
    • eşit
        
    • haksızlık
        
    • doğru
        
    • makul
        
    • uygun
        
    • adilce
        
    • adalet
        
    • adildir
        
    • Açık tenli
        
    • hak
        
    • âdil
        
    • haklı
        
    • haksız
        
    Bay Parker ve ben, ikramiyenin hiç bir zaman adil olmadığı fikrindeyiz. Open Subtitles السيد باركر ونان نعتقد ان طريقة تقسيم الغمائم لم تكن عادلة ابدا
    Jüriye rüşvet verirsem, dürüst bir mahkeme olur. Open Subtitles وسأضمن لك محاكمة عادلة ان لم استطع شراء لجنة المحلفين
    Bu değişiklik kamu oylamasından önce olmalı ki sonuçları adil ve eşit olsun. Open Subtitles يجب أن يحصل هذا التغيير ..قبل التصويت العام كي تكون نتائجه عادلة وتمثيلية
    Tamam benim iki haftam kaldı ama, yerime gelecek olan kişiye haksızlık olur. Open Subtitles أحتاج أسبوعين فقط ، ولكنها ليست عادلة بالنسبة لأولئك الذين يأتون من بعدي.
    Çocuklar doğal bir yanlış ve doğru hissi ile doğmuştur, adil ve adil olmayanı ayırmak için bu onlara güçlü dersler öğretir. TED فالأطفال يولدون بحس للصح والخطأ، لصفقه عادلة وصفقه غير عادلة، ويعلمهم هذا دروسا قوية.
    ''Big Ag'' ve diğer mega mağazalarla olan sözleşmeler kapsamında çiftçilere ürünleri için makul fiyatlar teklif edilmiyor. TED بموجب عقود حصرية مع الغرف التجارية والمتاجر الكبرى، لا يتم عرض أسعار عادلة للمزارعين مقابل بضائعهم.
    Kendi başına sorumluluk almak yerine benim hayatımla takas etmeyi uygun gördün. Open Subtitles بدلًا من تحملك المسؤولية قررت أن حياتي مقابل حياتك تعد صفقة عادلة
    Güneyde de siyahların adilce yargılanabileceklerini... hepimizin yasanın gözünde eşit olduğunu kanıtlamaya çalıştım. Open Subtitles حاولت إثبات أن السود يمكنهم الحصول على محاكمة عادلة في الجنوب وأننا جميعا سواسية أمام القانون
    adalet hızlı bir şekilde yerini bulacak. dürüst ve adilce. Open Subtitles العدالة المطبقة ستتم سريعاً و سوف تكون عادلة و غير متحيزة
    Eğer adil bir yargılama yaparsan, ki buna söz vermiştin, kaybedebilirsin. Open Subtitles انت تخشى أنك إذا أمنت محاكمة عادلة كما وعدت قد تخسر
    Tarafsız bir yargıç tarafından adil yargılanma hakkın elinden alındı. Open Subtitles لقد حُرمت من حقك لنيل مُحاكمة عادلة أمام قاض نزيه
    Teksas'ta, dürüst rodeolar yapıyorlar. Mahkumlar ödül parasını tutuyorlar. Open Subtitles في ولاية تكساس , لديهم مسابقة عادلة والسجناء هم من يحتفظون بالمال
    Senin mahkemende dürüst bir dava bulamayacağımı mı söylüyorsun? Çok çok dikkatli olun Bay Vail. Open Subtitles تقولينَ أنه لا يمكننى أن أقوم بمحاكمة عادلة فى قاعتِك ؟
    Sürekli olarak, en iyi eğitimi alsam bile bana adil ve eşit fırsatlar tanınmayacağını söylüyordu. TED وظل يردد أنه حتى بالحصول على تعليم جيد، لن أحصل على فرصة عادلة.
    Bayan öğretmenlere eşit maaş... ..ekonomimizi tümden sarsar. Open Subtitles مرتبات عادلة للمدرسات النساء سيجعلنا نحدث كارثة فى النظام الاقتصادى بالكامل
    Ona karşı da haksızlık. Ona gerçeği söyleyeceğim. Open Subtitles هذا ليس صواب، لست عادلة معه، لابد أن أخبره
    Ama bu haksızlık ve doğru değil. Open Subtitles ولكن من مجرد ليست عادلة وانها مجرد ليس صحيحا.
    Çok üzgündünüz. doğru ifade ettim mi? Open Subtitles وكنت حزينا للغاية, اليس هذا فى صيغة عادلة ؟
    Size vereceği bilgileri düşünürsek oldukça makul bir anlaşma bu. Open Subtitles بما قد سيعترف به، هذه الصفقة عادلة للغاية.
    Maynard'ı arayıp, Tivnan'ın uygun bir şekilde yargılandığından emin olacağım. Open Subtitles سأتصل ب ماينارد وأتاكد من أن تيفنان يحصل على محاكمة عادلة
    adalet ve anayasa hakkında atıp tutarsın, ama herkesin adil yargılanması hakkında tek kelime etmezsin. Open Subtitles عدا ذلك الجزء المزعج عن أحقيّة الجميع في محاكمة عادلة
    Hayat güzeldir. Hayat adildir. Hayat doğrudur. Open Subtitles الحياة جيدة الحياة عادلة 0 الحياة فقط 00
    Nasıl olurda bu kadar sarışın mavi gözlü ve Açık tenli olabilirmiş? Open Subtitles كيف تكون شقراء للغاية و زرقاء العينين و عادلة جدا ؟
    Toplumdaki herkesin haklar, fırsatlar ve kaynaklara erişim bakımından eşitliği hak etmeleri kavramıdır. TED إنها تعبر عن أن كل شخص في المجتمع يستحق حقوقًا عادلة وفرصًا والحق في الوصول للموارد
    Daha uzun topuk kemikleri var. Onlara âdil olmayan bir avantaj verilmiş. Open Subtitles في الكرة او في غسيل القماش هذا يعطيهم ميزة السرعة الغير عادلة
    Bir gün insanlarının senin kendinden feda ettiklerin sayesinde yarar göreceğini bilmeli ve davanın haklı olduğu düşüncesinden güç almalısın. Open Subtitles اذاً لابد أن تتحلى بالشجاعة كونك تعرف أن قضيتك عادلة و يوماً ما سيستفيد شعبك من التضحيات التي قمت بها
    haksız bir savaşta çarpıştığın için gurur duyduğuna dair nutuklar atıyorsun. Open Subtitles أنت تلقي خطابات عن مدى فخرك بخوضك غمار حربٍ غير عادلة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus