| Benim sorunum ne? Hayatımda normal bir şey olmayacak mı? | Open Subtitles | ما العيب في أن أرغب بشيءٍ عادي في حياتي ؟ |
| Bunu yapıyorum çünkü... Benim ülkemde normal bir şey bu, insanlar günde bir öğün yiyiyorlar. | TED | وأقوم بعمل هذا أيضاً بسبب أنها شئ عادي في وطني، يأكل الناس وجبة واحدة يومياً. |
| Dört: Bu filmin Philadelphia'nın merkezindeki sıradan bir sinema salonunda gösterilmesi. | TED | الرابع : كان هناك عرض لفيلم عادي في قاعة وسط فيلادلفيا |
| Bir insanın hayatının en kötü günü benim sıradan bir iş günümdü. | Open Subtitles | أسوء يوم في حياته كان مجرد يوم عادي في المكتب بالنسبة لي |
| Eureka'da sıradan bir gündü... | Open Subtitles | ّ ترجمة عبد العزيز القنوفي ّ : انه يوم عادي في يوريكا |
| - Sadece Oz'da sıradan bir gün. | Open Subtitles | - إنهُ مَجَرَّد يوم عادي في سجنِ أوز |
| Hayatında yeni ya da sıradışı bir erkek var mı öğren. | Open Subtitles | إعرف ما اذا حصلت على رفيق جديد او غير عادي في حياتها |
| Newell'in, Subay yeterlilik ve NATOPS kayıtlarına alışılmadık birşey var mıydı? | Open Subtitles | هل من شيء غير عادي في سجلات مؤهلاته أو ستراته الخاصه؟ |
| Hiçbirşey olmadı. Bu normal bir boğaz ağrısı. | Open Subtitles | لا يوجد شيء حصل هنا إنه التهاب عادي في الحلق |
| Sadece ayağı kesilen dayak yiyen normal bir New York polisiydi. | Open Subtitles | مجرد رجل شرطة عادي في نيويورك تُقطع رجله ويتعرض للضرب |
| Öyle olsun, ama haftaya normal bir markete gideceğiz. | Open Subtitles | حسناً ، ولكن سنذهب لمتجر بقالة عادي في الأسبوع القادم |
| Bir adamın en kötü günü benim için sıradan bir iş günüydü. | Open Subtitles | أسوء يوم في حياته كان مجرد يوم عادي في المكتب بالنسبة لي |
| sıradan bir Fransız yoluydu, ama ülkesini kurtardı. | Open Subtitles | عبارة عن طريق عادي في فرنسا لكنه انقذ حياة البلاد |
| Hapishanedeki sıradan bir gün birçok aktiviteye bölünebilirdi. | Open Subtitles | يمكن تقسيم يوم عادي في السجن الى نشاطات عديدة |
| Eureka'da sıradan bir gündü... Gün daha bitmedi. | Open Subtitles | : انه يوم عادي في يوريكا |
| Eureka'da sıradan bir gündü... | Open Subtitles | : انة يوم عادي في يوريكا |
| Her seferde "sıradışı" bir şeyler görürüm. | Open Subtitles | أرى "غير عادي" في كل شوط. وهو مترو الانفاق. |
| Herhangi bişey-- Son bi kaç gündür sıradışı bişey var mı ? | Open Subtitles | هل كان هناك أي شيء ... حدث أي شيء غير عادي في الأيام القليلة الماضية؟ |
| Birkaç yıl önce bilimde alışılmadık bir şey yaptım. | TED | ولكن بعد عدّة سنوات، قمت بشيء غير عادي في العلم. |
| İntihar, akıl sağlığı söz konusu olduğunda alışılmadık bir olay değil. | TED | الانتحار ليس حدثًا غير عادي في عالم الصحة العقلية. |