Güneş doğmadan hemen önce hastaneye geldi burkulmuş bir bileği, bir kalp krizini ve bir de el kesiğini tedavi etti. | Open Subtitles | لقد ظهرت في المستشفى قبل شروق الشمس عالجتَ ركبةٌ ملتوية، نوبة قلبية وجرحٌ في اليد |
Kendi ellerini tedavi etmen güzel ama benimkilere bir sik yapamazsın değil mi? | Open Subtitles | عالجتَ يديك ، لكن يدي لا يمكنك فعل أي شيء نحوها |
Ellerini tedavi etmen güzel ama benimkiler için bir bok yapamıyorsun öyle mi? | Open Subtitles | عالجتَ يديك جيداً لكن يداي ، لا يمكنك أن تفعل أي شيء بشأنها ، صحيح ؟ |
Ruhsal bozukluk olarak tedavi ettiğin tek şey uykusuzluktur! | Open Subtitles | الإضطراب العقلي الوحيد أنت أَبَداً عالجتَ أرقُ! |
Bu benim hatam. Ona çok fazla kemoterapi verdim. Kanserini tedavi ettin. | Open Subtitles | أعطيتُه الكثير من العلاج الكيماويّ - لقد عالجتَ السرطان لديه - |
Bir Ak Muhafızı tedavi ettin. | Open Subtitles | "لقد عالجتَ "الحراس البيض |