Somuna sıkışmış vida gibi aklımdasınız. | Open Subtitles | لقد كان لك عالقة في ذهني مثل جوز على والترباس أ. |
Rağmen olmadüşüncesi , bir asansörde sıkışmış | Open Subtitles | على الرغم من أن التفكير في أن تكون عالقة في مصعد |
O baş belası bir hayalet olabilir veya gençlere özgü karşı koyma eğilimden saplanmış kalmış olabilir. | Open Subtitles | إنها قد تكون مجرد شبح مزعج أو انها عالقة في جموح المراهقه |
Hayır ıspanak yok ama aşağı yukarı 25 tane iğne saplanmış suratına. | Open Subtitles | لا سبانخ , لكن حوالي 25 إبرة عالقة في وجهك |
Sebebi ne olursa olsun, bu olay yıllarca aklında kaldı ve hem kariyerini şekillendirdi hem de annenin olduğu şehre yönlendirerek bu çocuğu kurtarmamızı sağladı. | Open Subtitles | لذا لأي سبب كان فتلك القضية عالقة في دماغك لكل تلك السنوات و لم تقدك الى اختيار هذه المهنة فقط |
Teklifleri geri çeviriyorum. Aynı zamanda bu lanet eve tıkılıp kaldım. | Open Subtitles | رفضت عروض، وفي الوقت نفسه أنا عالقة في هذا البيت السخيف |
- Ben şampuan cehenneminde sıkıştım kaldım | Open Subtitles | على الأقل لديك كرسي أنا عالقة في غسل الشعر بالشامبو |
Bu benim hatam, bu fare deliğinde sıkışıp kaldın Jess. | Open Subtitles | إنه خطأي أنك عالقة في جحر الفأر هذا |
Sizi buna mecbur bıraktığım için üzgünüm ama koridorda sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | آسفة على إزعاجك ولكنني كنت عالقة في الممر |
Alayınızla çıkıp gelene kadar bir evde sıkışıp kalmıştık, bizi dışarı siz çıkarmıştınız. | Open Subtitles | نحن كانت عالقة في المنزل، حتى أتيت بالقوة، كنت جلب لنا بها. |
İri ve hantal... ve bu yoğun saatlerde trafikte sıkışmış durumda. | Open Subtitles | انها ضخمة جداً وهي عالقة في ازدحامات وقت الذروة |
Birisine verebileceğim en düşünceli şey dişime sıkışmış küçük patlamış mısır tanesi. | Open Subtitles | شخص أفكر به أقل من بقايا قطعة فوشار عالقة في أسناني |
Cam kutunun içinde sıkışmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا أشعر و كأنّني عالقة في صندوق زجاجي |
Çocukluk boğazınıza saplanmış bir bıçaktır. | Open Subtitles | الطفولة مثل سكين عالقة في الحلق |
Beni yine elde edebilmek için kızımı kara saplanmış halde mi bırakacaksın? | Open Subtitles | ستذهب وابنتي عالقة في حفرة أرجعها لي؟ |
Ben L.A.'ye saplanmış haldeyim. | Open Subtitles | ."حسناً، أنا عالقة في "لوس أنجلوس |
Sebebi ne olursa olsun, bu olay yıllarca aklında kaldı ve hem kariyerini şekillendirdi hem de annenin olduğu şehre yönlendirerek bu çocuğu kurtarmamızı sağladı. | Open Subtitles | لذا لأي سبب كان فتلك القضية عالقة في دماغك لكل تلك السنوات و لم تقدك الى اختيار هذه المهنة فقط |
İşyerinde birkaç işim yarım kaldı. Akşama görüşürüz. | Open Subtitles | لديّ بضعة مسائل عالقة في العمل أنهيها، وأراكِ الليلة |
Ait olmadığım bir yere tıkılıp kaldım ve yakın zamanda ayrılmayacak gibiyim. | Open Subtitles | أنا عالقة في مكان لا أنتمي إليه ولن أغادره في أى وقت قريب |
Çünkü ben senin yüzünden burada tıkılıp kaldım bu yüzden bunu yaptığımda senin o yaşlı sefil kıçınla işimin biteceğinden %100 emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | لإنني عالقة في هذا المنزل بفضلك لذا أود أن أتأكد بنسبة 100% أنه عندما أفعل هذا الأمر فسأنتهي من أمورك القذرة |
Lütfen, fırtınada sıkıştım. Fırtınada sıkıştım ... | Open Subtitles | كنتُ عالقة في العاصفة .. كنتُ عالقة في العاصفة |
Kamplarda mı sıkışıp kaldın? | Open Subtitles | إذن أنتي عالقة في هذه المخيمات؟ |
Ben de burada acilde, hiçbir şey bilmeyen intörnlerle sıkışıp kaldım. | Open Subtitles | أنا هنا عالقة في الوهدة مع هؤلاء المستجدين الذين لا يعرفون شيئاً |
Alayınızla çıkıp gelene kadar bir evde sıkışıp kalmıştık, bizi dışarı siz çıkarmıştınız. | Open Subtitles | نحن كانت عالقة في المنزل، حتى أتيت بالقوة، كنت جلب لنا بها. |