Folik asit eksikliğinden kaynaklanan hafif derecede bir hafıza kaybından muzdaripmiş. | Open Subtitles | لقد عانت من نوع "سهل" من الأنيميا, يتميز بنقص آسدي الفوليك. |
Size Sarah Sherwood'u sunuyorum, 28 yaşında, sarışın ve zavallı kız nörofibromatozdan muzdaripmiş. | Open Subtitles | أقدم لكم ساره شيروود ، تبلغ ال 28 عامًا ، شقراء المسكينه عانت من الورم الليفي العصبي |
Abrahama ayaklanması sırasında ciddi halüsinojenik kirliliğe maruz kalmış. | Open Subtitles | عانت من التلوث الهلوسي الحاد. خلال انتفاضة إبراهاما. |
Ölmeden önce birden fazla darbeye maruz kalmış. | Open Subtitles | عانت من ضربات قبل موتها |
Laura şiddetli bir beyin sarsıntısı geçirdi ve komada. | Open Subtitles | لورا عانت من صدمه حاده وهي في غيبوبه تامه الان |
Yerinden çekilince,.. ...kafatası içinde yoğun kanama oluşmuş. | Open Subtitles | وحال إزالتها عانت من نزيف دماغي داخلي هائل |
Annen Yin-Yang dengesizliği yüzünden acı çekiyordu. | Open Subtitles | أمك عانت من اختلال (ين يانغ) والتوائات مسمتيّة. |
Acaba son zamanlarda hiç stres altında kaldı mı veya bir travma yaşadı mı? | Open Subtitles | هل يُمكن أنها تعرضت لـ قدر كبير من الضغط أو عانت من صدمة مؤخراً؟ |
Ama Janice, tıbbi kayıtlarını bürosunda tutuyormuş ve MR filmlerine bakarsak beyin tümöründen muzdaripmiş. | Open Subtitles | ولكن (جانيس) إحتفظت بسجلها الطبي هنا وبالنظر لسجلاتها فإنها عانت من تورم في الدماغ |
Kurbanımız, bir orbitozigomatik çatlaktan muzdaripmiş. | Open Subtitles | ، ضحيتنا عانت . (من كسر في الـ(اوربيتزيجوماتيك |
Courtney, kulağını delip geçen bir bıçak yarasına maruz kalmış ve bıçak, beyin sapına kadar ulaşmış. | Open Subtitles | (كورتني) عانت من جرح الطعنة الذي إخترق أذنها ولم يتوقف حتى عصف بجذع دماغها. |
Mekanik zorluklara maruz kalmış. | Open Subtitles | لقد عانت من مشاكل ميكانيكية |
Durumu iyi görünmüyor. Büyük bir kalp krizi geçirdi. | Open Subtitles | الأمور لا تبدو جيدة, فقد عانت من أزمة قلبية حادة |
Eski okulunda çok zor zamanlar geçirdi. | Open Subtitles | لقد عانت من وقت مُريع في مدرستها السابقة. |
Geçen yıl annem şiddetli bir felç geçirdi. | Open Subtitles | والدتي عانت من جلطـة قويـة العام الماضـي |
Tüm vücudunda dördüncü derece yanık oluşmuş. | Open Subtitles | عانت من حروق الدرجة الرابعة في كامل جسدها |
Kurban Kafkasya'lı kadın, yirmili yaşlarda görünüşe göre şurdan düşme sonucu travma oluşmuş. | Open Subtitles | الضحية فتاه قوقازية بمنتصف العشرينات عانت من كدمة شديدة نتيجة سقوطها من هذا المبنى هناك |
Akciğerdeki dinamik hiperenflasyon nedeniyle venöz dolaşım bozukluğu oluşmuş olabilir. | Open Subtitles | ربّما قد عانت من إنخفاض العائد الوريدي بسبب التضخّم المفرط للرئتين |
Annen Yin-Yang dengesizliği yüzünden acı çekiyordu. | Open Subtitles | أمك عانت من اختلال (ين يانغ) والتوائات مسمتيّة. |
Acaba son zamanlarda hiç stres altında kaldı mı veya bir travma yaşadı mı? | Open Subtitles | هل يُمكن أنها تعرضت لـ قدر كبير من الضغط أو عانت من صدمة مؤخراً؟ |