fahişe. Bir kez tutuklanmış, ceza almamış. Tennessee'li. | Open Subtitles | عاهره قبض عليها مره واحده لا اتهامات ولدت في تينيسي |
Şimdiye kadar karşılaştığım her fahişe gibi adi bir fahişesin. | Open Subtitles | عاهره عديمه الفائدة ,مثل جميع العاهرات التى قابلتها |
Kimse beni yenemez bebek, senin gibi bir sürtük bile. | Open Subtitles | لا احد يستطيع هزيمتي يا صغيرتي ولا حتى عاهره مثلك |
Becky eğer belalı çılgın bir sürtük olduğumu söylüyorsan haklısın. | Open Subtitles | بيكي إذا قلتي بأنني عاهره مجنونه جداً فأنت على حق |
O zaman benim için öldür onları, orospu. Hangi konuda iyisin? | Open Subtitles | إذن ، إقتليهم من أجلى يا عاهره فماذا أنتى بارعه فى؟ |
-Kamerayi cek! Sen oldun, kaltak. | Open Subtitles | أبعدى الكاميرا عنى الآن أنت ميته يا عاهره |
O zaman fahişe de yollamak istersin herhalde. | Open Subtitles | اليوم هو عيد ميلاده ال 16 أوه حسناً,هل تريد أن ترمي عليه عاهره أيضاً؟ |
O bir ulusun kraliçesi. Bir fahişe, esrarkeş ya da hizmetçi değil. | Open Subtitles | اعني انها ملكه و ليست عاهره او مدمنه او خادمه |
Ted'in onu bir fahişe sandığını bilmiyor. | Open Subtitles | ِ انها لا تملك اي فكرة ان تيد يعتقد انها عاهره |
Oraya gelip kıçına tekmeyi yapıştıracağım, sürtük! | Open Subtitles | سوف آتي هناك للأعلى وسوف اركل مؤخرتك يا عاهره |
Sen dert etme sürtük, ben bundan hoşlanan birini biliyorum. | Open Subtitles | لا شأن لك بهم ، يا عاهره اعرف شخص مثل هذا |
Margaret, sürtük olduğum için göğüslerimin olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول مارغريت, حصلت على الثديين لاني عاهره. |
Ya iyi bir adam olurum, ...ya da tam bir orospu çocuğu. | Open Subtitles | الآن، يمكنني أن أكون رجل لطيفا، أو يمكنني أن أكون ابن عاهره. |
Çünkü sen busun işte, eğer hala bilmiyorsan öğren, orospu. | Open Subtitles | لان هذه حقيقتك إذا لم تعلمي حتى الآن ، أنت عاهره |
O sadece barda rastladığım kaçık bir orospu. | Open Subtitles | انها مجرد عاهره شاذه قابلتها بالأسفل فى البار |
Dostunuz Heather'ın annesi o şeytani kaltak Dawn'du. | Open Subtitles | صديقتك هيثر لديها أم عاهره شريرة أسمها , دايمن |
kaltak olsan daha çok işime gelirdi. Ama kankayla da yetineceğim artık. | Open Subtitles | لو كنتي عاهره لكان افضل ولكن سوف ارضى بصديقة |
Bana karşı nasıl davrandığını görebiliyorum ve bu yüzünden kendimi kaltak gibi hissediyorum. | Open Subtitles | هذا الأمر يشعرني وكأنني عاهره. لأني لايمكنني الشعور به حينما يكون بغاية اللطف معي. |
Belki arkadaşım kaşar Tokadı'nın arabasında uyurum ya da yatak çarşafı ve sopayla çadır kurarım. | Open Subtitles | ربما, يمكنني النوم "في سيارة صديقي "صفعة عاهره أو يمكنني صنع خيمه من عصا وشراشف |
Belki de seni daha önceleri daha çok anne, ...daha az şıllık gibi gördüğümüzdendir. | Open Subtitles | حسناً، ربما لأننا إعتدنا على أن نراكِ كـ أم أكثر من عاهره |
Ama onlar bir kaltağı uykusunda bıçaklayabildiğin ve de kimsenin bir şey söylemediği eski güzel günlerde kaldı. | Open Subtitles | في الماضي الجميل عندما تطعن عاهره اثناء نومها لا احد يتكلم |
Hayır, o otel odasına gidip bu çeki o transseksüel fahişeye vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا .. انا لن اذهب الي الفندق لأعطي عاهره شيكاً |
Seni Yahudi orospusu beni neredeyse ağına düşürüyordun, değil mi? | Open Subtitles | أنت عاهره يهوديه انت بالكاد تكلميني من خلال هذا اليس كذلك؟ |
Sende özel bir şeyler olduğunu ve değer verilmeye layık bir insan olduğunu düşünmüştüm ancak sen sıradan bir fahişeden başka hiçbir şey değilsin. | Open Subtitles | اعتقد ان هناك شئ محترم يستحق التكريم لكن انت مجرد عاهره عامية |
Benim kaybım olduğu nereden belli? Annesi fahişeydi. Aynı senin gibi. | Open Subtitles | من يدري إن كان حقاً إبني أمه كانت عاهره مثلكِ تماماً |
İstatistik-- bir fahişeyle en azından bir kere birlikte olmuş erkekler, | Open Subtitles | احصائية .. الرجال الذين كانت لهم على الاقل علاقة واحده مع عاهره |
Odamda ölü bir Meksikalı fahişenin olması Meksika'ya gittiğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس فقط بسبب وجود عاهره مكسيكية ميتة فى غرفتى000 يعنى أننى ذهبت إلى المكسيك |
Bu yüzden s... tük değilim işte. Bende gereken özellikler yok. | Open Subtitles | هذا السبب بـ أنني لست عاهره ليس لدي مايكفـي لـ اصبح كذلك |