Bu kültür hakkında bir kitap, ve, gördüğünüz gibi, kültür hızlıca etrafa yayılıyor | TED | هو عبارة عن كتاب عن الثقافة وكما ترون ان الثقافة تتأرجح بشدة هنا |
sadece bazı ülkeler serbestleştirme... ...veya düzenleme olmaksızın ... ...cazip yatırımların ve ticari teşvikin... ...en iyi yol olduğuna inanıyorlar. | TED | بعضهم عبارة عن بلدان تؤمن بأن إزالة التشريع أو عدم وجود التشريعات هو أفضل طريقة لجلب الاستثمارات و الترويج للتجارة |
Birbirine kenetlenen iki bedenden ibaret değil. Hayat bu demek. | Open Subtitles | الأمر ليس فقط عبارة عن جسدين يتبادلان الحب ,إنها الحياة |
Ve bayrakları ise kırmızı üzerine iki başlı bir kartal. | Open Subtitles | والعلم القومي عبارة عن نسر ذو رأسين على خلفية حمراء |
Bize birer pamuk çuvalı verdi adam, 3 metre uzunluğunda, şu kadar geniş, ve başladık toplamaya. | TED | وقد أعطت كل منا كيساً للقطن وهو عبارة عن كيس طوله 10 أقدام ..إنه بهذا الكبر .. وقد بدأنا بالقطف |
Juan Ramos, buradan uçup gitmesi diplomatik dokunulmazlık durumu tam bir rezalet. | Open Subtitles | كما تعلم يغادر من هنا موضوع الحصانة الدبلوماسية عبارة عن شيء نتن |
Ve aslında bu son adam burada birkaç yıl önce burada Rio'nun Olimpik oyunları kazanması durumuna uyduğunu düşündüğüm birkaç cümle söyledi. | TED | وفي الواقع فإن آخر شخص هنا قد قال عبارة منذ أعوام قليلة تليق على ما أعتقد على حالة فوز ريو باحتضان الالعاب الأوليمبية |
tek hücreli bir organizma. Kaynakları maksimum kullanmak adına kendi gibi diğer hücrelerle birleşerek dev bir süper hücreyi oluşturur. | TED | و هو عبارة عن كائن أحادي الخلية، يندمج مع الخلايا الأخرى لِيُكَون خلية كبرى للحصول على أقصي حدٍ من الموارد. |
Burası senin için büyük bir ölüler şehri gibi, değil mi? | Open Subtitles | هذة البلدة عبارة عن مدينة كبيرة للاموات بالنسبة لك اليس كذلك؟ |
Bu ikisi tıpkı senin gibi böcekle beslenen irlandalı kaltakların oğulları olmalı. | Open Subtitles | هذان الإثنين هم عبارة عن زوجان من أكلى الحشرات أولاد عاهرة ايرلندية |
Saatin sadece kendi parçalarının bir bütünü olması saati bir illüzyon yapmadı. | TED | لا تعتبر الساعة وهمًا لأن الساعة ليست إلا عبارة عن مجموع أجزائها. |
Bu sadece bir oyun. Ya onlar ya da biz. | Open Subtitles | إنها فقط عبارة عن لعبة, هو أمّا هم أو نحنُ |
Bu araba sadece bir obje. Objelerin bir anlamı yoktur. | Open Subtitles | هذه السيارة عبارة عن جماد والجماد ليس له أي معنى |
Bana göre, araba içinde birinin oturduğu büyük metal bir kutudan ibaret. | Open Subtitles | بالنسبة إلي فإن السيارة عبارة عن صندوق من المعدن وبداخلها شخص ما |
Beşincisi ise karşıdaki kütüphanede bir heykelin içerisinde saklanmış durumda. | Open Subtitles | والخامس عبارة عن نحت مجوف في مكتبة تقع في الطريق، |
Bugünkü yaşamlar birer savaş alanı gibi. | Open Subtitles | الحياة الداخلية اليوم هي عبارة .عن ساحة قتال للغرائز |
Bu belirsizliğin onları atomun tam ortasına bir paradoks koymaya zorladığını farkettiler. | Open Subtitles | إدراكهم لمبدأ عدم التأكد دفعهم لوضع عبارة مناقضة للعقل في صميم الذرة |
Böyle mazeretsiz bir cümle yazabilmek ve onu haklı çıkarabilmek için devam etmek... Kafka'nın yapıtı, çağdaş edebiyatın bir başyapıtı oldu. | TED | كتابة عبارة مثل تلك غير مبررة والاستمرار بحيث يستطيع تبريرها، عمل كافكا أصبح تحفة في الأدب المعاصر. |
Milyarlarca yıldan beri buradalar ve "tek hücreli mikroskobik canlılar" olarak tanımlanabilirler. | TED | وجودها يعود لبلايين السنين و هي عبارة عن كائنات مجهرية وحيدة الخلية |
Ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olur deyim yerindeyse. | Open Subtitles | حسنا كلما أسرعنا كلما كان ذلك أفضل وهذه عبارة مبتكره منى |
Ve hayat büyük bir soru, bence, basitlik söz konusuyken, çünkü hayatınızı basitleştirmeye çalışıyorsunuz. | TED | و لأنني أعتقد أن الحياة عبارة عن سؤال كبير عن البساطة، لأننا نحاول أن نبسط حياتنا. |
Bunu hatırlayacağım.. Bir aşk sözü.. | Open Subtitles | سأتذكر ذلك أيها السيدات و السادة إنها عبارة قديمة ؛ |
"O karının deli olduğunu söylemiştim" lafını araya sıkıştırın. Niye mi? | Open Subtitles | يجب أن ترمي عبارة قلت لك أنها عاهرة مجنونة |
Eskiden çayırlar, ormanlar, çayır çukurları, ördek alanları ve her türden şey vardı. | TED | كانت اليابسة عبارة عن براري وغابات ومستنقعات ومناطق للبط البري وكل أنواع الكائنات. |
Tabi pek çok çevreci büyümenin iyi olduğunu söylemez, çünkü, lügatımızda, asfalt aslında iki kelimeden oluşur: suç atmak. | TED | بعض خبراء البيئة الآن لا يقرّرون أن النمو جيد. لأن، في معجمنا، الأسفلت هو عبارة عن كلمتين: وضع اللوم. |
Diğer bir deyişle, işte size doğru olan ama kanıtlanması imkansız matematiksel bir ifade. | Open Subtitles | بمعنى آخر، إليكم عبارة رياضية صحيحة لكن لا يمكن برهنتها. |