Yine eziğin tekiyle, Avrupa'da süründüğünü söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني أنها ستجرجر مسكيناً آخراً عبر أوروبا. |
Avrupa'da seyahate çıkmak da eğitici olabilir tabii. | Open Subtitles | ثم مجددا، السفر عبر أوروبا قد يكون تعليميا بطريقته الخاصة |
Ülkemin Avrupa'da konuşlanmış 200 füzesi var. | Open Subtitles | بلدي لديها 200 صاروخاً في مخابيء منتشرة عبر أوروبا |
Aramalarım beni Avrupa'nın ve Eski Dünya'nın kanlı geçmişinin derinliklerine götürdü. | Open Subtitles | بحثي أَخذَني كُلّ عبر أوروبا بالإضافة، عُمق إلى العالمِ القديمِ ماضي داميُ. |
Avrupa'nın saygın araştırmacıları bunu araştırmaya giriştiler. | Open Subtitles | انشغل الباحثون المهرة عبر أوروبا بهذا الأمر |
Daha 20 yaşında doktora tezini bitirmiş ve Avrupa'daki en iyi üniversitelerden davet edilecek kadar iyi bir yoldaydı. | Open Subtitles | في عمر العشرين فقط كان في طريقه لإتمام حصوله على درجة الدكتوراه و يكسب احترام الجامعات الكبيرة عبر أوروبا |
Patates Andes'te ortaya çıktı ve Antik Inca'dan Avrupa'ya yayıldı. | TED | جاءت البطاطا من الأنديز وانتشرت عبر أوروبا عن طريق الإنكاويين القدماء. |
Doğu Avrupa boyunca milyonlar, Komünist Cenneti'ni inşa etmek üzere ant içmişti. | Open Subtitles | عبر أوروبا الشرقية، أخذت الملايين عهدًا لبناء جنة الشيوعية |
Avrupa'da adalet ordusu kurulmasına önayak oldu. | Open Subtitles | وسارت بأول جيش للعدالة عبر أوروبا |
Avrupa'da konserler veriyorum. | Open Subtitles | أنا أقوم بالعديد من الحفلات عبر أوروبا |
O parayı Avrupa'da gezmek için kullandı. | Open Subtitles | استخدمت ذلك المال للترحال عبر أوروبا |
O parayı Avrupa'da gezmek için kullandı. | Open Subtitles | استخدمت ذلك المال للترحال عبر أوروبا |
Fakat onu Avrupa'da 2 yıl boyunca takip ettim. | Open Subtitles | لكنني تتبعته عبر أوروبا طيلة عامين |
Bodnar'ın, Avrupa'nın belli yerlerinde yakın zamanlarda boşalttığı bir çok hesabı vardı. | Open Subtitles | بودنار لديه عده حسابات عبر أوروبا والذى قام باستنفاذها مؤخرا |
Benimle kaç. Avrupa'nın her yerinde dans edelim. Senin George'un." | Open Subtitles | سافري معي، سننطلق عبر "أوروبا"..."جورج" |
Çocukluğunda, Polonya'da oğlunun güvenliğinden endişelenen babası, onlara bir miktar para vermiş ve Avrupa boyunca batıya doğru yürümelerini söylemiş. | TED | عندما كانوا أطفالاً في بولندا، قام والدهم، لخشيته على سلامة ابنه، بإعطائهم بعضاً من المال وإخبارهم بالمشي باتجاه الغرب، للمشي غرباً عبر أوروبا. |
İhtişamla yürüdünüz Avrupa'ya | Open Subtitles | ونحن نتبعكم خلال زحفكم الى المجد عبر أوروبا |
Sovyet İmparatorluğu Avrupa boyunca Macaristan'dan Çekoslovakya, Polonya ve adını Alman Demokratik Cumhuriyeti yapan Doğu Almanya'ya kadar genişlemişti. | Open Subtitles | امتدت الإمبراطورية السوفيتية عبر أوروبا وصولاً إلى هنغاريا وتشيكوسلوفاكيا وبولندا وألمانيا الشرقية |