ormanda yürüyüp etraftan gelen sesler duymak... | Open Subtitles | كل المشي عبر الغابة وسماع كل تلك الأصوات تأتي من أمكنة ، تعلمون |
Ama yine de, Phaedra ormanda kısa bir yol olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكنها مجدداً قالت أن نسلك الإختصار عبر الغابة |
Bütün gece kahrolası ormanda koşmak için çok yaşlıyım. | Open Subtitles | أنا عجوز علي العدو هكذا عبر الغابة الملعونه طوال الليل |
Bu ülke ne hale geldi? Yüksek bir din görevlisi bile Ormandan güvenle geçemiyor. | Open Subtitles | إلام تُقْدِم البلاد حين لا يستطيع أن يُسافر رئيس الكنيسة عبر الغابة في سلام؟ |
Geri dönelim nehri geçelim, yukarı çıkalım Ormanın içinden Kamerun'a ulaşalım. | Open Subtitles | نعود في اتجاه مجرى النهر تعال الى هنا واذهب عبر الغابة وانطلق الى الكاميرون |
Eğer biri geceleyin ormana bakarsa tek bir ışık göremeyecek. | Open Subtitles | في الليل لو ينظر أحدهم عبر الغابة لن يرى ضوء واحد. |
Haritaları çıkartıldığında ormanda belirgin dairesel bir iz takip ettikleri ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | وعندما يتم تتبعها، يتّضح أنها تتبع مساراً دائرياً واضحاً عبر الغابة. |
Vahşi bir hayvansın, ormanda avlanan | Open Subtitles | أكلة اللحوم البرية، المطاردة عبر الغابة. |
Söyleyecek misin yoksa önemi yokmuş gibi ormanda yürüyüşe devam mı edelim? | Open Subtitles | أستخبريني به أم سنستمرّ بالسير عبر الغابة وكأنّ الأمر لا يهمّ؟ |
ormanda ceset taşıyan biri... 50 kiloluk ağırlıkla yoldan çok uzaklaşamaz. | Open Subtitles | رجل ما يقوم بجر جثة عبر الغابة ما يقارب 110 باوندات من الوزن,لن يتمكن من الابتعاد عن الطريق كثيرا |
ormanda akan sular öyle çok ki... küçük dereler bile antik kayaları oyabiliyor. | Open Subtitles | هناك ماءٌ وفيرٌ يجري عبر الغابة لدرجة أنّ الساقيات قد تحتّ التربة حول جلمودٍ غابر |
ormanda yol açan, yalnızca sular değil. | Open Subtitles | ليس الماء فحسب من يمتلك القدرة على شق طريقه عبر الغابة |
Gece kalkıp ormanda gidiyoruz. | Open Subtitles | فتقدمنا خلال الظلام وسِرنا عبر الغابة أثناء الليل |
ormanda, kırmızı bayraklarla işaretlenmiş yolu takip ederek yerleşim alanını bulacaksınız. | Open Subtitles | عبر الغابة تمثل الأعلام الحمراء مساركم للعثور علي المستوطنة |
Kızı ormanda kovalamışsın. Pek de şaşırmadım. | Open Subtitles | أنا لستُ متفاجئاً إنكَ كنتَ تلاحقها عبر الغابة |
Kızın biri, yeşil kulaklı spagetti canavarının onu ormanda kovaladığını söylemişti. | Open Subtitles | إحدى الفتيات قالت بأنه تمت مطاردتها عبر الغابة عن طريق وحش السباقيتي |
Ormandan geçmekle bir saatten fazla zaman kazandık. | Open Subtitles | سيرنا عبر الغابة وفر لنا من الوقت ما يقارب الساعة |
Ormandan çıkmaya çalışırken bir ses duydum. | Open Subtitles | كنت أحاول العودة عبر الغابة حين سمعت صوتاً غريباً |
- Onların arabaları var, bizim bisikletimiz. - Ormandan gideriz. | Open Subtitles | ـ لديهم سيارت و نحن لدينا دراجات ـ سنذهب عبر الغابة |
Tavşanlar Ormanın içinde yol alıp, daha önceden kararlaştırdıkları gibi kuzenlerinin evine, onları bekleyen sıcak yuvaya vardılar. | Open Subtitles | الارانب سافرت عبر الغابة الى مكان اللقاء جحر ابناء عمهم مكان ما اشعلوا النار بانتظارهم |
"yaratık Ormanın karanlıklarına doğru kaçarken onu da sürükledi." | Open Subtitles | بينما كان المخلوق يجري عبر الغابة اللامتناهية ، ساحباً الولد خلفه |
ve o ormana girmeye kim kalkarsa onu öldürüyordu. | Open Subtitles | وكان يقتل كل شخص يتجرأ على المرور عبر الغابة |